slâm dinî bölünmez bir bütündür; dolayısıyla onun inanç, ibâdet ve ahlâk
ilkelerine bir bütün halinde inanmak gerekir. Bu ilkelerden birini inkâr etmek, dolaylı
olarak diğerlerini de inkâr etmeyi içerir. Tam ve gerçek bir Allah inancı, son
peygamber Hz. Muhammed’e ve Kur’ân’a inanmaktan geçer. Hz. Muhammed’in
tebliğini duymalarına rağmen, O’nun dinine inanmayanlar Allah katında mâzûr
sayılmazlar. Küfür, kendi içinde İslâm’a uzaklık ve yakınlık bakımından derece
farklılıkları gösterse de, İslâm dışında kalması bakımından tek bir millet sayılır. İcmâlî
iman, imanın bir formülasyonu, tafsilî iman da icmâlî imanın bir açılımıdır. Şu halde
“yalnız Allah’a veya yalnız peygambere inananların kurtulacağı” tarzındaki hadisler,
imanın diğer esaslarına da inanmayı kapsayacak şekilde yoruma tâbidir. Kader,
Allah’ın kâinatı yaratma ve yönetme planı ve ölçüsüdür. Bu ölçü ve plânda
düzensizlik sözkonusu değildir. Bu anlamdaki Kader’in imanın altı ilkesinden biri
olarak kabul edilme zorunluluğu vardır.
Birincil Dil | tr; en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Sayı: 24 |