Amerikan film endüstrisinde, Keynesyen refah devleti döneminde destekleyici
hükümet politikalarının da varlığıyla yapım, dağıtım ve gösterim alanında
bütünleşmiş şirketler pazara hakim olmuşlar, yapım sürecini kitle üretim ilkelerine
göre örgütlemişlerdir. İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar başarıyla sürdürülen bu
sistem teknolojik bir yenilik olan televizyonun rekabeti karşısında krize girmiş,
değişen izleyici tercihleri ve hükümetin tekel karşıtı yeni politikaları bu krizi
şiddetlendirmiştir. Kriz karşısında sabit giderlerini azaltmak zorunda kalan stüdyolar
uzun süreli kontratlarla çok sayıda personeli çalıştırmaya son vermiş ve yapmak istedikleri
projeye uygun personeli bir araya getiren bağımsız yapımcılara yönelmiştir.
Böylelikle Amerikan film endüstrisi üretimin bütün aşamalarının tek merkezde
gerçekleştirildiği kitle üretim sisteminden koparak, üretimin çeşitli aşamalarının
dışsallaştırıldığı ve taşeron şirketlere aktarıldığı esnek üretim biçimine geçmiştir.
1970’lerden itibaren iyice pekişen bu yapı günümüz Amerikan film endüstrisinde
yapım sürecinin karakteristiğini oluşturmaktadır
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Temmuz 2014 |
Gönderilme Tarihi | 9 Mayıs 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 7 |