Sokrates
ilkçağ felsefe tarihinde bir dönüm noktasıdır. Kendisine gelinceye kadar birçok
düşünür tarafından insan üzerine bir felsefe geliştirilmeye çalışılmıştır.
Özellikle Sofistler insanî problemleri ele almalarıyla Sokrates’in felsefî
düşüncelerine temel teşkil etmişlerdir. Ancak Sokrates’in insanı ve özellikle
de onun ahlâkî doğasını ele alış tarzı oldukça farklılık arz etmektedir. Bu
bakımdan kendinden önceki felsefe presokratik felsefe olarak
nitelendirilmiştir. Sokrates asıl olarak bir ahlâk filozofudur. O, düşünceleri
ve öğretisi ile yaşayışı uyum içinde olan ender şahsiyetlerden biridir. Aynı
zamanda doğru bildiklerinden sonu ölüm bile olsa, ki öyle de olmuştur, asla
vazgeçmemiş bir ahlâk kahramanıdır. Sokrates bütün ömrünü doğru yaşayış nedir
ve insan davranışlarının ulaşmak istediği son bir amaç var mıdır? gibi sorulara
cevap bulmaya çalışmakla geçirmiştir. Sokrates’in bu ve benzeri sorulara cevabı
tek kelime ile şudur: Eudaimonia (mutluluk).
Bütün insanlar mutlu olmak istemekte, mutluluğun peşinde koşmaktadırlar.
O halde eudaimonia (mutluluk) insan doğasının peşinden koştuğu şey, onun
ereğidir. Akıl ve bilinç sahibi bir varlık olarak insanın amacı erdemli
olmaktır. Sokrates’in ahlâk anlayışının temelinde erdem (arate) düşüncesi
yatmaktadır. İnsan mutlu olmak istiyorsa erdemli olmalı, erdemli yaşamalıdır.
Erdem nedir? diye sorduğumuzda Sokrates’in cevabı yine nettir: Erdem bilgidir.
Dolayısıyla bilgisizlik de erdemsizliktir. Bütün insanların iyiyi isteyip
kötüden kaçan bir yapıda olduğunu düşünen Sokrates için hiç kimse bilerek ve
isteyerek kötülük yapmaz, kötülük bilgisizlikten kaynaklanır. Biz de bu
çalışmada Sokrates’in mutluluk ve erdem üzerine düşüncelerini ortaya koymaya
çalışacağız. Eudaimonia’nın sokratik görünümünü değerlendirmeye gayret edeceğiz.
Odabaş, U. K. (2019). Eudaimonia’nın Sokratik Görünümü: Erdem Bilgidir ve Hiç Kimse Bilerek Kötülük Yapmaz. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 23(1), 93-102.