olmuştur. Ancak, devletten ayrılan din bireysel ve toplumsal bakımlardan boşlukta bırakılmış; konu bilgisiz ve sorumsuz ellerde kalmış, dinlerine riyasız biçimde bağlı olanların çocuklarının körpe beyinleri devrimler aleyhine karartılmıştır. Dinsizlik olarak tanımlanan laikliğe karşıtlık, durumdan yararlanan sömürücülerle çıkarcı politikacıların dolambaçlı yollardan buluşmalarıyla sürdürülmüştür5. Laiklikle, sadece din ve devlet ayrılarak, vicdan özgürlüğü riyakârların sömürüsünden kurtarılmış değildir. Aynı zamanda, hukuk sistemi her türlü baskıdan uzak, eleştiriye açık ve akılcı kaynaklara dayatılmak istenilmiştir6. Devletçilikle de, sadece dengeli bir ekonomik düzen değil, aynı zamanda geniş bir sosyal içerik düşünülmüştür. Mustafa Kemal, yaşadığı olayları değerlendirmek, hedefi seçmek ve ele aldığı sorunları çözüp gerçekleştirmek yeteneğindedir7
Birincil Dil | tr; en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Şubat 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Cilt: 12 Sayı: 29 |