Mehmet Kaplan, Eski Türk edebiyatı metinlerine dayalı ‘metin
şerhi’ yerine ‘metin tahlili’ metodunu uygulayarak Yeni Türk
edebiyatına analiz tekniğini kazandırmış ve üzerinde çalıştığı şiir ve
hikâye tahlilleriyle bir edebî eserde ‘neyin anlatıldığını’ değil ‘nasıl
anlatıldığını’ açıklama amacını gütmüştür. ‘İnsanlar arasındaki
anlaşmazlık ve çatışma’nın hikâyede önemli bir yer tuttuğunu ifade
eden Kaplan’ın, 1940’ta gençlik yıllarında yazdığı ve dönemin önde
gelen süreli yayınlarından Çığır’da yayımladığı hikâyelerinde bu
düşüncenin etkileri de görülür. O, hikâyede ‘genel’ değil ‘özel’
insanın anlatıldığı düşüncesindedir ve kendi hikâyelerinde de bir
psikolog, bir sosyolog, bir filozof ve hatta insanı onlardan daha iyi
anladığına inandığı bir hikâyeci gözüyle “basit” insanın “zengin” ve
“renkli” dünyasını gözler önüne sermiştir. Bu makalede bir edebiyat
eleştirmeni kimliğiyle tanınan Mehmet Kaplan’ın hikâyeci yönü
“metin tahlili” yöntemiyle ortaya konmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | tr; en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Şubat 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 14 Sayı: 36 |