İnsanlığın ilk zamanından beri ölüm düşüncesi gizemini korur. Sevilen
birinin ölümünü kabullenmek kolay değildir. Kaybedilen kişinin ardından onu
anmak ihtiyacı, her toplumda dışa vurulan, doğal bir ihtiyaçtır. Türk
edebiyatında mersiyeler de bu doğal ve samimi ihtiyaçtan meydana gelir.
Genel anlamıyla mersiyeler, ölenin ardından onu anmanın en zarif şeklidir. Bu
eserlerle, değerli insanların tanınmasına katkıda bulunulduğu gibi dönem
insanının ölüm karşısındaki tutumu da gözler önüne serilir. Bazı mersiyelerle
kaybedilen şehirlere ağlanırken bazılarıyla da padişahtan istekte bulunulur.
Çeşitli inanışlar, farklı tutumlar mersiyelerden öğrenilebilecek diğer
bilgilerdendir. Özellikleri değişmekle birlikte mersiye türü günümüzde de
varlığını sürdürmektedir ve sevilen insanların ölümü ardından, yaşayanların
acısını hafifletmek için varlığını sürdürmeye devam edecektir. Bu çalışmada,
mersiyelerin ortaya çıkışından itibaren Türk edebiyatındaki gelişimi
incelenmeye çalışılmıştır.
Birincil Dil | tr; en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Şubat 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 15 Sayı: 38 |