The new sense of poetry that emerged in Turkish Literature after 1980 hasn’t been able to avoid being continuation of the old. Although it progressed from to concrete at Tanzimat reform era, failures that occurred while becoming modern were even a little recovered at Servet-I Fünun Era. Anatolian people’s taking part in the literature that began with National Literature took place in republican period. In an environment where Garip Movement, which began in 1941, and social realists dominated, Ceyhun Atuf Kansu composed poetry idiosyncratically. Kansu’s art began to take shape in Ankara, where he spent his childhood during Independence War. He developed his nationalist identity in İstanbul, where he attended Faculty of Medicine. He is deeply loyal to Atatürk’s populism principle that’s why he often mentioned society and its problems. The child” and “childhood” have a place in the poetry of Kansu, who was a podiatrist. The poet had a great sensitivity towards children, he saw as future’s adults. He had a lot of poems, which were directly written for children. Kansu’s view of human is universal. Whatever their names, nationalities, religion are, he is with the one who is hard done by. Considering brotherhood of people, he is out of patience for bedevilled people like Latin American people and the Vietnamese and especially the oppressed children. The aim of the study is to define Kansu’s sense of art briefly and to catch his point of view towards the child in his poetry. Within this context, after the introductory of this study, Kansu’s place in Turkish Poetry and his sense of art have been mentioned briefly and how he approaches the theme “children” has been discussed.
Türk edebiyatında 1880’den sonra ortaya çıkan yeni şiir anlayışı, eskinin
devamı olmaktan kurtulamaz. Tanzimat döneminde her ne kadar soyuttan
somuta doğru gidilse de yenileşme yolundaki aksaklıklar, Servet-i Fünûn
döneminde az da olsa giderilir. Millî Edebiyatla başlayan Anadolu insanının
edebiyattaki yerini alması, Cumhuriyet döneminde gerçekleşir. 1941’de
ortaya çıkan Garip Hareketi ve toplumsal gerçekçilerin hâkim olduğu bir
ortamda Ceyhun Atuf Kansu, kendine has bir tarzda şiir yazar.
Çocukluğu, Kurtuluş Savaşı yıllarının Ankara’sında geçen Kansu’nun
sanatının temeli burada şekillenir. Ulusçu kimliği ise İstanbul’da okuduğu
Tıp Fakültesi yıllarına rastlar. Kansu’nun halktan ve onun sorunlarından
sıkça bahsetmesi, Atatürk’ün “Halkçılık” ilkesine sıkı sıkıya bağlı
oluşundandır.
Çocuk hekimi olan Kansu’nun şiirlerinde “çocuk” ve “çocukluk” önemli
bir yer tutar. Doğrudan çocuklar için yazılmış birçok şiiri bulunan şairin,
geleceğin büyükleri olarak gördüğü çocuklar konusundaki duyarlılığı
büyüktür. Kansu’nun insana bakışı evrenseldir. Adı, kimliği, dini ne olursa
olsun haksızlığa uğrayanların yanındadır. Dünya kardeşliğinden hareket
ederek Latin Amerika ülkeleri, Vietnam gibi mağdur olmuş insanlara ve
özellikle de ezilen çocuklara tahammülü yoktur. Bu çalışmamızda amaç;
Kansu’nun sanat anlayışını kısaca tespit etmek ve şiirlerinde çocuğa bakışını
yakalamaktır. Bu bağlamda çalışmamızın giriş kısmından sonra Kansu’nun
Türk şiiri içerisindeki yerine ve sanat anlayışına kısaca değinilmiş ve
şiirlerinden hareketle çocuk temasını işleyiş tarzı ele alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Nisan 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 51 |