Migration to make life away to other lands from familiar forms of life shows itself, the creation of man to the present day. Whether purpose of build a better life or financial reasons, as a result of migration has one thing in common, it is also where people had left himself no longer, nor feel the reality of it will go to leave everything behind. The people who between this dilemma, both the excitement of going to start a new life and on behalf of regrets for went left. Over time he accommodate to the migrationground, though, deep down, he always carry the spirit of the countryside. In this study, described two writes, who the migration in terms of different communities and different perspectives, are discussed Works of Emine Sevgi Özdamar and Latife Tekin and analyzed in terms of migration artifacts.
Göç etmek, alışılan yaşam şekillerinden uzaklaşıp başka diyarlarda hayat kurmak, insanoğlunun yaratılışından günümüze kadar kendini göstermektedir. İster maddi nedenlerden dolayı ya da daha iyi bir hayat kurmak amaçlı olsun, göçün tek bir ortak sonucu vardır; o da kişi kendini artık ne terk ettiği yere ne de her şeyi ardında bırakıp gittiği yere ait hissedeceği gerçeğidir. Bu ikilem arasında kalan insan, giderek hem yeni bir yaşama başlama heyecanını içinde yaşayacak hem de bırakıp gittikleri adına pişmanlık duyacaktır. Zamanla göç ettiği yere uyum sağlayacak olsa da derinlerde bir yerde o kırsal ruhu hep taşıyacaktır. Çalışmada, göçü işleme bakımından farklı bakış açılarına sahip olan ve farklı toplumları nitelendiren iki yazar, Emine Sevgi Özdamar’ın ve Latife Tekin’in eserleri ele alınmış ve eserler göç açısından incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Nisan 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 51 |