Muhafazakârlığın kavram olarak sözlük anlamı, Latince’de conservare sözcüğünden türeyen koruma muhafaza etme anlamına gelmektedir. Fakat muhafazakârlık, modern siyasi düşünce tarihinde sözlük anlamından çok daha fazlasını ifade ettiği için, kavramın bir düşünce akımı bir ideoloji ya da siyaset felsefesi içinde ele alınmasını gerektirmiştir. O zaman muhafazakârlıktan ne anlamak gerekir. Kavramın anlamının muğlâk olması muhafazakârlık tanımını tartışma konusu yapmıştır. Bu süreçte muhafazakârlık farklı ülkelerde gündemler oluştururken siyasal yaşamda da kavram belirsizliklerle yan anlamlar yüklenir. Biz de kavramın çoğu zaman muğlak bir anlamda kullanıldığını görmekteyiz. Ülkemizde Cumhuriyetin pozitivist ideolojisi statüko anlayışıyla muhafazakarlaşır. Pozitivizm geleneksel dünya görüşü ve düşünme tarzından modern dünya görüşüne, geleneksel kurumlardan, modern kurumlara geçişi sembolize eder. Pozitivizm muhafazakârdır. Ama bizde muhafazakârlık batıdaki kontekstinden farklıdır. Eğer muhafazakârlık var olanı koruma ya da eskiyi devam ettirme şeklinde alınırsa o zaman Cumhuriyetin Osmanlının devamı olarak muhafazakâr olması gerekirdi fakat tam tersi Osmanlıyı atlama yeni değerlerle toplumu yeniden inşa süreci sonrasında kurulan yeni düzeni devam ettirtmek adına pozitivist kadro muhafazakârlaşır. Cumhuriyet dönemi modernleşme anlayışını oluşturan Kemalist modernleşmeye karşı eleştirel bir tutum içinde gelişen Türk muhafazakârlığı değişim modeline karşı temkinlidir. Bu karşı oluş muhafazakârların toplumda değişiklikten yana olmadıkları anlamında yorumlanmama-lıdır. Kemalist modernleşmenin yeni bir toplum anlayışı içinde geçmişin ağırlığından kurtulmanın yolu olarak seçtiği Osmanlıyı atlama politikası, pozitivizmin kaynaklık ettiği projelerle Cumhuriyet Halk Fırkası’nın önderliğinde uygulamaya konulmuştur. Muhafazakârlar bu projelerin epistemolojik dayanağı olan pozitivizmi reddederek, Kemalist modernleş-me anlayışını yanlışlamak istemişlerdir.1950 de Demokrat Parti ile yeni bir döneme giren ülkemizde yeni muhafazakârlık paradigması erken Cumhuriyet muhafazakârlığından farklı olarak toplumu geleneksel-liberal anlayışla şekillendirmeye çalışmıştır. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı 1950 de yeni yayına başlayan Hisar dergisinde 1955 yılına kadar yer alan fikir yazılarına muhafazakar paradigma okuması yaparak önemli bir tarihsel sürece ışık tutmaktır.
The definition of conservatism as a concept means preservation and protection originating from the Latin word conservare. However, since conservatism predicates much more than its dictionary meaning in the history of modern political thought, it became necessary to consider the concept within a movement of thought, an ideology or political philosophy. What should an individual understand, then, from conservatism? The fact that the concept is ambiguous made the definition of conservatism a matter of debate. Within this period, while conservatism became a current issue in different countries, connotations have been ascribed to the concept with uncertainties in political life. We see that the concept has been frequently used in an ambiguous meaning. In our country, positivist ideology of Republic becomes conservative through the sense of status quo. Positivism symbolizes the transition from traditional world-view and way of thinking to modern world-view, from traditional theories to modern theories. Positivism is conservative. However, the concept of conservatism here is different than the conception in the western world. If the concept of conservatism is considered as protecting the existing thing or continuing the old, then the Republic should be conservative as it is the succession of the Ottoman Empire but on the contrary positivist establishment becomes conservative for the sake of continuing the new order which has been set after the process of bypassing the Ottoman Empire and reconstructing the society with new values. Turkish conservatism, which has developed within a critical attitude as a reaction to the Kemalist modernization that constituted the sense of modernization in the republic period, remained cautious for the exchange model. This opposition should not be interpreted that conservatives do not side with a change in the society. The politics of bypassing Ottoman Empire which has been chosen by Kemalist modernization as avoidance from the burden of the past within the sense of a new society have been carried into effect under the leadership of C.H.F (Republican People’s Party) with the projects sponsored by positivism. By rejecting positivism as the epistemological basis of those projects, conservatives wanted to falsify the sense of Kemalist modernization. The new conservative paradigm in our country which has gone through a new period with the Democratic Party in 1950 tried to shape the society with traditional-liberal perception different than the Republic conservatism. In this respect, the aim of this study is to enlighten an important historical process through conservative paradigm reading of writings of thoughts published in the Journal Hisar from 1950 to 1955
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 61 |