Sanayi gelişiminde stratejik öneme sahip olan demiryolu ve yapıları, endüstri mirası kapsamında yer almaktadır. Demiryolları, diğer endüstri yapıları arasında bağlantı kurması, hammadde, ürün ve insan akışını sağlayarak sanayiye işlerlik kazandırması, bölgeler arası bütünleşmeyi sağlayabilmesi açılarından mekâna bağlı kalmayan çok yönlü bağlayıcıöğelerdir. Ancak; tüm endüstri mirası öğelerinde olduğu gibi, demiryolu yapılarının da güncel teknoloji ve hızlı nüfus değişimi karşısında varlığını sürdürmesi zorlaşmaktadır. Geri planda kaldığı gözlemlenen tarihi demiryolu yapılarının giderek sistem dışında kalıyor olması önemli bir problemdir. Hızlı dönüşüme uyum sorunu yaşayan tarihi garların karşısında, kentlere sonradan eklemlenen çağdaş yüksek hızlı tren garlarıyer almaktadır. Günümüz ihtiyaçlarını karşılama hedefinde olan bu çağdaş yapılaretrafındaki yapılaşmadan bağımsız ve baskın niteliktedir. Bu farklılık, kentingelişimindeyönlendirici olmakta ve tarihi garların yeniden işlevlendirilmesinde tetikleyici rol oynamaktadır. Çalışmamızda, kente eklemlenen çağdaşyapıniteliğindekiyüksekhızlı tren garlarının kent dokusundaki baskınlığına dikkat çekilmesi yoluyla, tarihi tren garlarının yaşatılması için yeniden işlevlendirilme potansiyelleri incelenmiş, kent ve yapıölçeğinde belirlenen etkenler üzerindenyeniden işlevlendirme için bir yöntem önerisi getirilmiştir. Ankara Gar Yapıları üzerinden ele alınan çalışmanın, yeni çözüm stratejileri için farkındalık oluşturması hedeflenmektedir.
Railway structures have strategic importance in industrial development and operations. They incorporate historical values and subject to the scope of Industrial heritage. Railways in particular enables the development of regions as means of transportation, are strong and binding elements of the industrial heritage. This binding separates the railway structures from the other industrial structures that are dependent on their locations. Railways have a multi-faceted potential that does not depend on the place in terms of connecting other industrial structures, making the industry operative by providing the flow of raw materials, products and people, providing interregional transitions, integration and development. However; it becomes difficult for railway structures to survive in the face of current technology and rapid population change. New technologies are emerging everyday. High-speed train stations are a contemporary addition to the cities, and are generally placed on the perimeter of the city. They have a tendency to be independent of the surrounding built texture. This contrast gives a direction to urban development and plays a triggering role in the re-functioning of historical stations. In this context, the aim of the study is to create a way of examine the re-functionalization potentials of historical train at the scale of the city and the building. As an application, Ankara railway stations are considered by drawing attention to the dominance of high-speed train stations.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 4 - Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi |
По всем вопросам приема статей и выпуска очередных номеров обращаться в редакцию соответствующего журнала