The idea of transferring and even imposing individual thoughts on others is as old as human history. Quran states that the first people were deceived by being influenced by the words of the devil. It is a known fact that the Prophet conveyed the message to guide people to the right path and was assigned to fulfill this duty. In fact, it is quite natural for this situation to happen wherever there are people. However, advances in the cultural and technological fields throughout history have changed the tools used in the mentioned activities. For instance, with the ease of supply of writing materials and the developments in the field of printing, ideas were conveyed more in writing. When it comes to the modern era, visual programs have gained speed with the digital changes and transformations experienced by television, computers and the internet as their supporter. In this direction, television and subsequently digital broadcasting platforms became widespread, and with the increase in demand for digital platforms, a mandatory change was required in the media sector. Anticipating this change, Netflix is the largest digital broadcasting platform, which entered the digital broadcasting industry quickly and reached millions of subscribers. As it is known, the most important purpose of visual media civilization, if not the only one, is to obtain financial benefits. However, it is also certain that Netflix and similar companies deliberately or unintentionally impose their world of thought, ways of making sense of life, and even ideologies through their content. In this direction, TV programs, series and movies that carry religious images are given a great deal of places on digital platforms, because they attract the watchers and they have high potential to influence on them. Although, these programs sometimes lead people to reach the right information, they often cause false religious teaching to be conveyed. the Caliphate series, which is one of the most watched content on the mentioned platform in recent days and tells the drama-filled story of a family who went to Raqqa from Sweden within the borders of the so-called Islamic State, directs its viewers about Islamic teachings in various ways. In our study, Islamic images in this series will be analyzed through topics such as religious abuse and Islamophobia, and it will be focused on how digital platforms shape the perception of religion. In addition, the transformation of media and digital platforms, the compatibility of the series with its aims and objectives, and how the minds of ISIS militants overlap with the main teachings of Islam will also be touched upon. After all these, the creation of perception will be emphasized in the media sector in general, and digital platforms in particular.
Bireysel düşüncelerini başkalarına aktarma ve hatta empoze etme düşüncesi insanlık tarihi kadar eskidir. Nitekim ilâhî kitabımız, ilk insanların şeytanın söylediği sözlerden etkilenerek kandırıldığını ifade etmiştir. Hz. Peygamber’in insanları doğru yola sevk etmek için tebliğ ettiği ve bu vazifeyi yerine getirmekle görevlendirildiği bilinen bir gerçektir. Asıl itibarıyla insanın olduğu her yerde bu durumun gerçekleşmesi gayet tabiîdir. Fakat tarih boyunca özellikle kültürel ve teknolojik sahadaki ilerlemeler sözü edilen faaliyetlerde kullanılan araçları değiştirmiştir. Örneğin; yazı malzemesinin temininin kolaylaşması ve matbaa alanında gelişmeler yaşanmasıyla fikirler daha çok yazıyla aktarılmıştır. Modern döneme gelince televizyon, bilgisayar ve bunların destekleyicisi olarak internetin geçirdiği dijital değişim ve dönüşümlerle birlikte görsel çalışmalar hız kazanmıştır. Bu doğrultuda televizyon ve akabinde dijital yayın platformları yaygınlaşmış ve hatta dijital platformlara rağbetin artmasıyla medya sektöründe zorunlu bir değişiklik gerekmiştir. Bu değişikliği öngörerek dijital yayın sektörüne hızlı bir giriş yapan ve milyonlarca abone sayısına ulaşan en büyük dijital yayın platformu Netflix’tir. Bilindiği üzere görsel medya uygarlığının tek olmasa da en önemli gayesi ekonomik çıkar elde etmektir. Ancak bununla birlikte Netflix ve benzeri şirketlerin içerikleriyle düşünce dünyalarını, hayatı anlamlandırma yöntemlerini ve hatta ideolojilerini kasıtlı ya da kasıtsız empoze ettiği de muhakkaktır. Bu doğrultuda hem ilgilisi fazla hem de ses getirme etkisi yüksek olduğu için dini imgeler taşıyan program, dizi ve film gibi yayınlara dijital platformlarda büyük oranda yer verilmektedir. Ancak kimi zaman insanların doğru bilgiye ulaşması ve her türlü hurafeden uzaklaşmasına yol açan bu yayınlar, çoğu zaman yanlış bir din öğretisinin aktarılmasına sebep olmaktadır. Sözü edilen platformda son günlerde en çok izlenen içerikler arasında yer alan ve İsveç’ten sözde İslâm Devleti’nin sınırları içerisindeki Rakka’ya giden bir ailenin dram dolu hikâyesini anlatan Kalifat dizisinin, izleyicilerini İslâm öğretileri hakkında farklı şekillerde yönlendirdiği görülmektedir. Çalışmamızda bu dizide yer alan İslâmî imgeler, din istismarı ve İslamofobi gibi başlıklar üzerinden tahlil edilecek ve dijital platformların din algısını ne denli şekillendirdiği üzerinde durulacaktır. Ayrıca değişen medya ve dijital platformların dönüşümüne, dizinin amaç ve hedeflerine uygunluğuna ve IŞİD militanlarının düşünce dünyalarının İslâm’ın esas öğretileriyle ne denli örtüştüğüne de temas edilecektir. Tüm bunların akabinde genelde medya sektöründe özelde dijital platformlarda algı oluşturmanın imkânına vurgu yapılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din, Toplum ve Kültür Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 1 Şubat 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 7 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.