Son yıllarda beslenmede karbonhidrat oranını minimuma indirip yağlara (özellikle hayvansal
kaynaklı olanlara) ağırlık verilmesinin sağlık açısından yararlı olduğuna dair görüşler ileri
sürülmektedir. Oysa bilimsel araştırmalar bu öneriyi doğrulamamaktadır. Fazla yağlı beslenme,
mitokondri fonksiyonları üzerinde olumsuz etkilidir. Mitokondrinin yapısal ve fonksiyonel
bozuklukları mitokondri disfonksiyonu terimiyle ifade edilir. Fazla yağlı beslenmenin
mitokondri disfonksiyonuna yol açan mekanizmaları tetiklediği ortaya çıkmıştır.
Mitokondride yer alan başlıca reaksiyonlar yağ asidi oksidasyonu, TCA siklusu, elektron
transport zinciri ve oksidatif fosforilasyondur. Yağ asitleri ve piruvatın oksidasyonu ile
mitokondride asetil KoA oluşur. Asetil KoA nukleusa taşınır ve histonların asetilasyonu için
kullanılır. Histon asetiltransferazlar (HATs) tarafından gerçekleştirilen bu reaksiyonda asetil
KoA konsantrasyonu hız düzenleyicidir. Histon asetilasyonunu takiben gen ekspresyonu
aktiflenir ve transkripsiyon ilerler. Asetil KoA’nın yetersizliğinde asetilasyon olmaz, dolayısıyla
gen ekspresyonu baskılanır, transkripsiyon durur. Bu olay özellikle mitokondriyal enzimlerin ve
antioksidan savunma moleküllerinin sentezinin durmasına yol açar. Mitokondriyal ROS artar.
Fazla yağlı beslenmenin karnitin mekiğini inhibe ederek yağ asitlerinin sitozolden mitokondriye
taşınımını, dolayısıyla oksidasyonu engellediği gösterilmiştir. Yağ asidi oksidasyonunun
tamamlanmaması ve ara ürünlerin birikmesi, mitokondride ROS oluşumunu arttırır. Araştırmalar,
sağlığın korunması açısından karbonhidrat yağ ve proteinleri optimum miktarlarda içeren bir
beslenme programından vazgeçilmemesi gerektiğine işaret etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Derleme |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Ekim 2018 |
Kabul Tarihi | 29 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 1 Sayı: 2 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)