Türkiye büyük Millet Meclisi tarafından saltanatın ilgasına karar verilmiş olması ülkenin her tarafında ve bilhassa İstanbul’da heyecanlı kutlamalarla karşılanmıştı. Bu karardan sonra hiçbir hükmü ve mevkii kalmayan ve esasen gayri meşru olan Tevfik Paşa hükümeti, iki günlük bir tereddütten sonra 4 Kasımda toplanmış, durumu bir daha gözden geçirmiş ve istifaya karar vermişti. Bu arada Mudanya Konferansından sonra, çözümlenecek iki önemli mesele daha kalmıştır. Bunlardan biri sulh konferansına gönderilecek heyet ve bu heyete başkanlık edecek şahsın tayini idi. İkinci husus ise, Şarkı Trakya’nın teslimi meselesi idi. Fevkalade yetki ile bu vazifeye getirilecek kimse, bütün Türkiye’nin ve bilhassa İstanbul’un tanıdığı ve sevdiği olmalıydı. Mustafa Kemal Paşa ile Rauf Bey, Rafet Paşa’yı münasip görmüşlerdi. Meclise arz ederek, meclisin onayını almışlardı. Rafet Paşa, Milli Mücadelede hizmetleri ile şöhret bulmuş bir kumandan idi. Rafet Paşa, İstanbul’daki vazifesi hakkında Mustafa Kemal Paşa’dan bazı hususi talimat da almıştı. Bu sıralarda, Sadrazam Tevfik Paşa’dan sulh konferansına beraberce gidilmesi hakkındaki telgraf Ankara’ya ulaşmıştı. Bu telgraf saltanatın kaldırılmasını belirleyen bir unsur olacaktır. Rafet Paşa bu telgrafı görmüş, İstanbul’da takınacağı tavır, bilhassa saltanat ve Hilafet makamına dair sarf edeceği sözler konusunda Mustafa Kemal Paşa ile anlaşmış ve İstanbul’daki vazifesi hakkında Mustafa Kemal Paşa’dan bazı hususi talimat da almıştı. Bu sıralarda, Sadrazam Tevfik Paşa’dan sulh konferansına beraberce gidilmesi hakkındaki telgraf Ankara’ya ulaşmıştı. Bu telgraf saltanatın kaldırılmasını belirleyen bir unsur olacaktır. Rafet Paşa bu telgrafı görmüş, İstanbul’da takınacağı tavır, bilhassa saltanat ve Hilafet makamına dair sarf edeceği sözler konusunda Mustafa Kemal Paşa ile anlaşmıştı. Refet Paşa İstanbul’a vardığı gün, milli hükümetin ilk mümessili tanınarak karşılaştığı muazzam tezahürattan çok güzel istifade ederek, hala İstanbul da bulunan işgal kuvvetlerine, Babıâli’ye ve Padişaha rağmen bu güzel şehrimizi, Büyük Millet Meclisi Hükümetinin bir vilayeti halinde, anavatana bağlamaya muvaffak oldu. Bu sırada Şarkı Trakya’nın tahliyesi de devam ediyordu. Edirne Valiliğine Şakir Bey Kesebir tayin edilmişti. Rafet paşa’ya İstanbul’da yapılan büyük karşılama merasimi ve paşanın fazla heyecana kapılarak sık sık irat ettiği hitabeler, Ankara’da ve bilhassa Büyük Millet Meclisinde bazı mebusların lüzumsuz ve aynı zamanda manasız kıskançlığa sebep olmuştu. Askeri mahdut olmakla beraber bir kısım mebuslar: -Refet Paşa bu beyanatları hangi salahiyetle yapmaktadır? Büyük Millet Meclisi’nin ve hükümetinin salahiyetine nasıl tecavüz edebilir? Diyorlardı. Bu mebuslardan biri Ali Fuat Paşa’ya da meseleyi açmış: Öyle değimli paşam, siz de her halde böyle düşünüyorsunuz. Diyecek olmuştu. Ali Fuat Paşa, bu mebusa belki biraz sert fakat susturucu bir cevap vermiştir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 2 |