Ahlaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi durumunda geri istenemeyeceğini ve yine bu yükümlülüklerin ifa edilmesi hâlinde yapılan ifanın bağışlama da teşkil etmeyeceğini ifade eden Türk Borçlar Kanunu m. 78/II ve m. 285/III (İsviçre Borçlar Kanunu Art. 63 Abs. 2 OR, Art. 239 Abs. 3 OR) hükümleri, öğretideki bir görüşe göre ahlaki yükümlülüklerin sonuçlarının benzerlik göstermesi dolayısıyla eksik borç olarak nitelendirilmesine neden olmuştur. Ahlaki yükümlülüklerin eksik borç teşkil ettiği görüşünün temel nedenlerini geçmişte özellikle de Roma hukukunda aramak gerekmektedir. Zira Iustinianus Hukuku’nda taraflar arasında hukuki bir borç doğmaksızın sadece ahlaki anlamda borç meydana getiren yükümlülüklerin de eksik borçlar kapsamında değerlendirilmesi söz konusu olmuştur. Ancak ahlaki yükümlülüklerin eksik borç teşkil edip etmediği meselesi Roma’da Iustinianus Hukuku’ndan bu yana her dönemde tartışma konusu olmaya devam etmiştir. Bu çalışmada Roma hukukundan günümüze ahlaki yükümlülüklerin eksik borç teşkil edip etmediği hususu karşıt görüşler ve bu görüşlerin gerekçeleri de dikkate alınmak suretiyle değerlendirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Şubat 2024 |
Gönderilme Tarihi | 21 Haziran 2023 |
Kabul Tarihi | 26 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |