The rate of sedative or stimulant substance abuse is growing rapidly in Turkey and around the world. Inequality in wealth distribution, inadequate access to education and health services appear to be the most important factors in the rise in such crimes. That said, developments in technology, in particular, have made it easier to produce larger volumes of sedative and stimulant substances at much lower costs. Considering the fact that the cost of manufacturing certain synthetic sedative and stimulant substances has fallen significantly and that the trade of such substances has become easier amongst communities, the magnitude of the danger for the people of Turkey and others around the world becomes even more evident. Similar to criminal codes in many other countries, the Turkish Penal Code (TPC) regards buying, accepting, and possession of drugs for intended use and the use of drugs as a punishable crime. The crime of “buying, accepting, and possession of drugs for intended use” as mentioned in Article 191 of TPC Nr. 5237 has been revised as per Article 68 of Law Nr. 6545 Concerning Changes to the Turkish Penal Code and Certain Other Laws. Undoubtedly, the most important issue in this revised version appears under the heading of substances because the new title to the article now states “Buying, accepting, possession of sedative and stimulant substances for intended use, or the use of sedative and stimulant substances”. Accordingly, the most important aspect of the revision is that the use of sedative and stimulant substances has now clearly become an act of crime. Because, prior to the enactment of TPC Nr. 5237 and particularly during the preparation of the law itself, there were extensive debates as to whether the act of sedative and stimulant substance use should be regarded as a crime. It was ultimately concluded that the mentioned act could not be regarded as a crime but an act that requires the measure of probation. Accordingly, the use of sedative and stimulant substances had not been an act that was clearly regarded as a crime in the original version of TPC’s Article 191. However, in line with Supreme Court decisions, the act of sedative and stimulant substance use was regarded as a crime according to Article 191 on the grounds that the individual who had used sedative and stimulant substances had, even for a brief moment, purchased, possessed or accepted the substance in question before use. More so, another feature in the revision to TPC’s Article 191 as introduced by Article 68 of Law Nr. 6545 Concerning Changes to the Turkish Penal Code and Certain Other Laws is that, based on the article, the penalty for the crime has been “increased to improve effectiveness in fighting this crime and protect society from drugs” and the penalty determined as a two to five year prison sentence. When the provisions of TPC’s Article 191 were being revised in accordance with Law Nr. 6545, a completely different approach was introduced, especially in the investigation and prosecution of the crime. Particularly in regards to the investigation stage, the Public Prosecutor was given broad authority in his/her decision to defer the public prosecution and adjudicating a measure of probation. For any investigation initiated for this crime, the Public Prosecutor is expected to defer the public prosecution for a period of five years for the suspect, regardless of the conditions stated in TPC’s Article 171
buying drugs accepting drugs being in possession of drugs using drugs TPC' article 191
Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin kötüye kullanılması, gerek dünyada ve gerek ise ülkemizde, her geçen gün hızla artmaktadır. Gelir dağılımındaki eşiksizlikler, insanların yeterince eğitim ve sağlık hizmeti alamaması, bu tip suçların işlenmesini artıran önemli etkenler olarak kendisini göstermektedir. Bunun yanı sıra, özellikle teknolojinin hızla gelişimi, uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin daha çok ve daha ucuza mal edilmesini kolaylaştırmıştır. Son zamanlarda sentetik bir kısım uyuşturucu ve uyarıcıların çok ucuza mal edilmesi ve bunların toplumlar arası mübadele edilmesindeki kolaylıklar dikkate alındığında, gerek ülkemiz ve gerek ise tüm dünya insanları için tehlikenin büyüklüğü bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Uyuşturucu kullanmak için uyuşturucunun satın alınması, kabul edilmesi, bulundurulması ile birlikte uyuşturucu kullanılması da bir çok ülke ceza kanununda olduğu gibi TCK'da da ceza ile karşılanması gereken bir suç olarak kabul edilmektedir. 5237 sayılı TCK 191 maddesinde yer alan, “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak” suçu, 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un, 68.maddesi ile yeniden düzenlenmiştir. Bu yeni düzenlemede en dikkate değer husus, yeni getirilen düzenlemenin madde başlığında kendisini göstermektedir. Çünkü, madde başlığı; “Kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” şeklinde ifade edilmektedir. Buna göre, yeni düzenlemenin en önemli özelliği, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmanın da açıkça suç sayılan bir fiil haline getirilmiş olmasıdır. Çünkü, 5237 sayılı TCK yürürlüğe konulmadan önce ve özellikle kanunun hazırlanması dönemi içinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak eyleminin başlı başına suç sayılıp sayılmaması gerektiği esas itibariyle uzun tartışmalara konu olmuş, söz konusu bu hareketin ceza değil, ancak denetimli serbestlik tedbiri gerektiren birer eylem olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, TCK m.191 hükmünün ilk halinde açıkça suç sayılır bir hareket olarak düzenlenmemiştir. Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak eylemi, Yargıtay kararları doğrultusunda, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kimsenin, söz konusu bu maddeyi kullanmadan önce bir anlığına dahi olsa, satın almış, bulundurmuş veya kabul etmiş olacağı gerekçesiyle, TCK m.191 yer alan suç kapmasında değerlendirilmiştir. Bunun yanı sıra, 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un, 68.maddesi ile TCK m.191 hükmüne getirilen yeni düzenlenenin bir diğer özelliği ise, suçun cezasının madde gerekçesinde belirtildiği üzere, "bu suçla daha etkin mücadele etmek ve toplumu uyuşturucuya karşı korumak amacıyla artırılmış" olması ve cezanın iki yıldan beş yıla kadar hapis olarak belirlenmiş olmasıdır. TCK'nın m.191 hükmü, 6545 sayılı Kanun ile yeniden kaleme alınırken özellikle; bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması bakımından tamamen farklı bir düzenleme getirilmiş, soruşturma aşaması bakımından Cumhuriyet savcısına kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbirine karar vermesi bakımından geniş bir yetki verilmiştir. Bu suç nedeniyle başlatılan soruşturmada, şüpheli hakkında, CMK'nun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, Cumhuriyet savcısı tarafından, beş yıl süreyle, kamu davasının açılmasının ertelenmesine kararı verilmesi gerekmektedir
uyuşturucu satın almak uyuşturucu kabul etmek uyuşturucu bulundurmak uyuşturucu kullanmak TCK m.191
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Diğer ID | JA99KP65SV |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Gönderilme Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 65 Sayı: 4 |