Bir fiilin suç teşkil edebilmesi için, yapılan hareketin kanuni tipte belirtilen sonucu doğurmaya elverişli olması gerekir. Elverişlilik, fiile ilişkin bir niteliktir. Yapılan hareketin elverişliliği, hukuka aykırı veya ihlal edici niteliğe sahip olmasını gerektirir. Elverişlilik değerlendirilirken, işlenemez suç ipotezi de gündeme gelmektedir. Türk Ceza Kanunu’nda işlenemez suça ilişkin ayrı bir hüküm mevcut değildir. Ancak işlenemez suçun, suç genel teorisi içerisinde tipiklik unsuruna olan etkisi bakımından ele alınması, ayrı bir hükme gerek kalmaksızın mâkul bir sonuca ulaşmamızı mümkün kılmaktadır. Nitekim elverişli bir hareket olmadan, ihlal edici bir fiilin ortaya çıkması imkânsızdır. İşlenemez suçtan bahsedilebilmesi, ancak aracın elverişsiz olması veya maddi konunun bulunmaması halinde söz konusu olur. Aracın elverişsizliği veya maddî konunun yokluğu, hareketin yapıldığı andaki şartlara göre değerlendirilmelidir. Fasıl 154 Kıbrıs Ceza Yasası’nda ise, 366. maddenin 3. fıkrasındaki hükme göre, “suçu işleyen kişinin bilmediği koşullar nedeniyle aslında suçu işlemenin olanaksız olduğu dikkate alınmaz”. Bu hüküm yorumlanmaya muhtaçtır. Zira failin bilmediği koşulların neler olduğunun tespiti yapılmalıdır. İlk olarak gerek hukukî, gerekse fiilî yanılma şeklinde ortaya çıkan sözde suç yani “legal impossibility” ipotezi değerlendirilmelidir. Kıbrıs hukuk sistemine hakim olan İçtihat hukuku sisteminde de aynen Kıt’a Avrupası sisteminde olduğu gibi, “legal impossibility” durumları mazaret sayılmaktadır. Failin bilmediği koşullar kapsamında karşılaşabileceğimiz ikinci durum işlenemez suç ipotezidir. İşlenemez suç, İçtihat hukuku sisteminde teşebbüs kurumu içerisinde incelenmektedir. Nitekim “factual impossibility” kavramı kapsamında, hareketin elverişsizliği veya maddi konunun bulunup bulunmaması dikkate alınarak somut olayda işlenemez suçun; ya da hareketin elverişli olması halinde teşebbüs durumunun ortaya çıkabileceği ele alınmaktadır. İşlenen fiil, ister işlenemez suç, isterse teşebbüs derecesinde kalan bir suç olarak nitelendirilsin, Kıbrıs ceza hukukunda suçlunun suç işleme niyeti esas alınmakta ve bu irade cezalandırılmaktadır
A conduct is criminalised when the act must be legitimate for constituting the result of offence. This convenience is important for all criminalised conducts. If the conduct is adequate for getting the result of offence, it is also either illegal or derogative. In examination about convenience to the result, we also discuss “impossibility”. In Turkish Criminal Code, there is no provision about impossibility. The problem is resolved in the case of typical crime in the framework of general criminal principles. In Cyprus Criminal Code the article of 366/3 has a rule which is understood by interpretation. According to this article “it is immaterial that by reason of circumstances not known to the offender it is impossible in fact to commit the offences”. We have to interpret this provision to get this result: The intention of offender is the most important element (mens rea), so the other circumstances are immaterial. The offender does not know the fact that it is impossible to commit the typical offence. We can classify the impossibility as legal and factual. The legal impossibility is defined that offender does an act to commit an offence, but the lack of an element or the misknowledge about the provision is the one of them that consists legal impossibility. The criminal law does not impose any sanctions in those cases
Convenience typical crime intention of offender factual impossibility legal impossibility
Diğer ID | JA82FF57KB |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2012 |
Gönderilme Tarihi | 1 Eylül 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 61 Sayı: 3 |