Gelişmekte olan demokrasilerde, başarılı hükümetlerin serbest piyasayı ve demokratik süreci kalkındırmaya yönelik çok sayıda politik görevi bulunmaktadır. Bu tip yasal sistemlerde, hukuku kamu sorunlarının azaltılmasında bir araç olarak değerlendiren politika odaklı hukuk yaklaşımları uygun ve faydalı görünmektedir. Aynısı, hükümetlerin karşılaştığı kamu sorunlarının gitgide karmaşıklaştığı oturmuş demokratik sistemler bakımından da geçerlidir. Politika yönelimli hukuk görüşleri, hukukun politik amaçların gerçekleştirilmesine yarayabilecek, değerlerden arınmış bir araç olduğunu iddia etmemektedir. Hukukun adalet ve özgürlüğü de kapsar biçimde ahlaki değerler içerdiği, dışlayıcı hukuksal pozitivistler haricindeki hukuk düşünürleri ve uygulamacıları tarafından genel kabul görmektedir. Bu makalede politika odaklı hukuk görüşlerinin adalet ve yarar idealine dayanan bir örneğine ağırlık verilmekte; hukuk ilmine ilişkin bir takım kavram ve meselelere bunun üzerinden yeni bir ışık tutmak amaçlanmaktadır1. Çalışmada öncelikle bazı klasik eserlere atıfla adalet kavramı ve yarar esaslı adalet anlayışlarının karşılaştığı güçlükler açıklanmakta, farklı yarar anlayışları arasında ayrım yapılmaktadır (ç.n). Daha sonra iki temel hukuk kavramı -hak ve özgürlük-, adalet ve yarar yönünden ele alınmakta; pratikteki önemine rağmen geleneksel hukuk ilminde çoğunlukla ihmal edilen etkililik kavramı kısaca değerlendirilmektedir. Ardından adalet ve yarar temelli politika olarak hukuk teorisinin, ceza ve siyasi katılım hukuklarının esasına ilişkin olabilecek çıkarımlarına değinilmektedir (ç.n). Bu teoriye karşı öne sürülen iddia ve itirazlar ile bunlara verilen cevaplardan bahsedilerek, son aşamada cevaplandırılamayan sorular ortaya konulmaktadır
-
Diğer ID | JA39TS36SY |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2012 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mart 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 61 Sayı: 1 |