Günümüzde görsel-işitsel iletişim özgürlüğü, ifade özgürlüğünü kullanmanın en yaygın ve etkin yollarından biridir. Görsel-işitsel iletişim özgürlüğünün en etkin olarak kullanıldığı alan ise radyo ve televizyondur. Radyo ve televizyon yayıncılığı, kitle iletişim alanının en önemli ve en yaygın aracı konumundadır. Dördüncü kuvvet de denilen bu iletişim alanının önünde duran en büyük engel ve tehlikelerden birisi, tekelleşme ve oligopolleşmedir. İşte bu çalışmada ilk olarak görsel-işitsel iletişim özgürlüğünün ne olduğu konusuna değinilecek, daha sonra ise söz konusu özgürlüğün kullanılmasını engelleme riski taşıyan tekelleşme ve oligopolleşme konuları üzerinde durulacaktır
Today, the freedom of audio-visual communication is one of the
most effective and common ways of exercising the freedom of speech.
Radio and television are two areas in which the freedom of audio-visual
communication is achieved (practised) most effectively. Radio and
television broadcasting is the most important tool to provide
communication between different communities. The existence of an
oligopoly or monopoly in the communications sector is one of the
greatest obstacles to this area of freedom and this sector, which is
accepted as the ‘fourth force.’ This article will focus on the concept of the
freedom of audio-visual communication and will subsequently examine
the possible risks created by monopolies and oligopolies in this sector for
the freedom of audio-visual communication.
The freedom of audio-visual communication Monopoly Oligopoly
Diğer ID | JA53RJ73PF |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2011 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 60 Sayı: 2 |