Kadınların insan hakları mücadelesi, eski çağlardan bu yana dünyada hüküm süren erkek egemen toplum yapısına karşı verilmektedir. Kadınların insan haklarına eşit olarak sahip olması ancak eşit bir yurttaş olarak tanınmasıyla mümkündür. Bu nedenle kadınların hak mücadelesi öncelikle siyasal hakların kazanımına yönelik olarak başlamıştır. Ancak kadınların siyasal haklarını hukuken kazanmaları eşit siyasal temsili sağlamamıştır. Kadınların siyasal haklarından etkili bir şeklide yararlanabilmeleri, eşit siyasal temsil edilmelerine ve karar alma mekanizmalarında yer almalarına bağlıdır. Buna rağmen toplumların ataerkil yapıları ve kadına olan bakış açıları nedeniyle kadınların siyasal alanda aktif rol alması mümkün olamamaktadır. Bunun için kadınların insan haklarının ve konumuz özelinde siyasal haklarının kullanımında karşılaşılan sorunların toplumsal cinsiyet kavramından bağımsız olarak incelenemeyeceği açıktır. Dünya genelinde karşılaşılan eşit temsil edilememe sorununun aşılabilmesi için özellikle gelişmiş demokratik ülkelerde zorunlu cinsiyet kotası uygulanmaktadır. Ülkemizde kadınların siyasal haklarına 1934’den bu yana anayasal olarak sahip olmasına rağmen, eşit siyasal temsili sağlayacak zorunlu cinsiyet kotasının benimsenmemesi demokrasimizin önünde önemli bir engel olmaya devam etmektedir.
kadının insan hakları , süfrajet hareketi siyasal haklar eşit siyasal temsil zorunlu cinsiyet kotası
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Mart 2023 |
Gönderilme Tarihi | 6 Şubat 2023 |
Kabul Tarihi | 10 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 72 Sayı: 1 |