Takfir (accusing others of being unbelief) has theological, political and ideological characters and has mainly been used as a means of excluding some people from many areas, political, religious, etc. This exclusive configuration continued its hegemony under the titles of deviation (hizb), party, sect, school, etc. However, when the Qur’an is assessed, this exclusionism will beyond doubt be substituted by inclusionism, a good many examples of which can easily be found when its attitude towards different groups and identities are analyzed. Referring to these identities, Islam summons all as copartners to come to a common denomination and to agree on fundamentals. So we understand that the discource of takfîr is not but contrary to the basic theistic philosophy of Islam. As will be seen from the following analysis, this takfîr tradition had once been fed by cultural, political and ideological factors, but in the course of time they had been formulated into theological and dogmatic doctrines
Başkalarını “küfürle iham etmek” anlamına gelen tekfîr, teolojik, politik ve ideolojik boyutları da olan bir kavramdır. Genellikle bu söylem, bazılarını, dini, siyasi ve hatta ekonomik vs. olmak üzere pek çok alandan dışlamanın bir aracı olarak kullanılagelmiştir. Bu dışlayıcı yaklaşım, etkisini, hegemonyasını, hizip, parti, mezhep, ekol vb. isimler, lakaplar altında sürdürmüştür. Böylece anlıyoruz ki, tekfir geleneği, İslam’ın temel tevhidî düşüncesine aykırı düşmektedir. Aşağıda gelecek olan analizlerde de görüleceği üzere, bir zamanlar, kültürel, siyasal ve ideolojik faktörlerce beslenen söz konusu bu tekfir geleneği, zamanla teolojik ve dogmatik bir hale getirilmiştir
Diğer ID | JA24SF63ES |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 52 Sayı: 2 |