Some scholars opposed reasoning in matters of faith. Some others say that such reasoning is religiously permissible. Still some others stated that certain people know the articles of faith only by way of reasoning and hence it is obligatory for them to do so. All scholars who are of these views also think that faith by imitation (taqlid) is valid and acceptable. So faith by blind following is sufficient for salvation in the hereafter. Almost all Muslim theologians claim that reasoning in matter of faith is a religious obligation for everyone. According to the Ash‗ariyyah and the Maturidiyyah, although he who has faith through following an authority commits a sin for refraining from reasoning, he is still a believer. On the other hand, certain Mu‗tazili scholars asserted likewise that such a believer is charged with grave sin for refraining from resoning, but they also claimed that this sin obliterates the faith of that believer, places him in an in-between position (al-manzilah). Yet some other Mu‗tazilites argue that imitation or following blindly cannot be a source of knowledge and whoever believes by imitating the beliefs of Muslim society cannot be considered as a fatihful
Bazı âlimler, itikadî konularda akıl yürütmeye karşı çıkmışlardır. Bazı âlimler ise itikadî konularda akıl yürütmenin caiz olduğunu söylemişlerdir. Bazılarına göre de kimileri iman esaslarını ancak akıl yürütme yoluyla bilebilir, bunların itikadî konularda istidlalde bulunması vaciptir. Bu görüşleri benimseyen âlimler taklit yoluyla imanın geçerli olduğunu düşünürler. Onlara göre mukallidin imanı, ahirette kişinin kurtuluşu için yeterlidir. Kelam âlimlerin hemen hepsi itikadî konularda akıl yürütmenin vacip olduğunu söylerler. Ancak Eş‗arîlere ve Maturîdîlere göre taklit yoluyla iman eden kimse, istidlali terk ettiği için günahkâr olmakla birlikte, mümindir. Mu‘tezile‘den bazıları istidlali terk etmenin büyük olduğunu ve büyük günahın kişiyi imandan çıkarttığını (el-menzile) söylemişlerdir. Diğer bazıları da taklidin bilgi kaynağı olmayacağını ve mukallidin mümin sayılamayacağını ileri sürmüşlerdir
Diğer ID | JA78CU46FE |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 50 Sayı: 2 |