When the states that have left their mark on world history are examined, it is seen that powerful rulers led them during the periods when they reached the peak of their power. These rulers, who were accepted as the unique rulers of the state, were identified with the power that the state had, and the rulers began to be seen as powerful figures. In addition to this, when go down to deeper from superficial readings and narratives will see names that they were at the background of the ruler's success but their actions are unaware by others. One such figure is Abū ʿAlī Qıwām al-dīn Ḫasan b. ʿAlī b. Isḥāq al-Ṭūsī, known as Nizām al-Mulk. Nizām al-Mulk, who started his bureaucratic duty under the Ghaznavid Governor of Khorasan, Abū al-Faḍl al-Ṣūrī, after the battle of Dandanakan (1040) continued his services under the Great Seljuk Empire. Çagri Beg recognizing Nizām al-Mulk's potential, give his son, Alp Arslān, to Nizām al-Mulk and advised his son to see him as a father and do not oppose to him. Service to the Seljuks, which began at the Marw, continued as vizier when Alp Arslān reigned to Seljuks’ throne. Nizām al-Mulk who was the vizier of the Great Seljuk Empire at first Alp Arslān then Malikshāh's periods, approximately 30 years uninterrupted, took part in the most important events of Great Seljuk Empire except Manzikert victory and be a decision maker. His success put him in an indispensable position. After become one of the most powerful states in history, Great Seljuk Empire's greatest misfortune was successive lost his two powerful figures. In search of exit from the period of interregnum that began with mighty vizier Nizām al-Mulk's and after short period Sultan Malikshāh's death, members of the dynasty of Seljuk's first solution was to find a powerful vizier. The first place that claimants of the throne look to find their Nizām al-Mulks was the Nizām al-Mulk's sons. This study focuses on the roles played by Nizām al-Mulk's sons and grandchildren in the governance of the Great Seljuk Empire, aiming to determine their place in Seljuk history. Thus, we will share the determination that Nizām al-Mulk's descendants were given positions at the state level with the idea that they could concentrate the power of the Seljuk State bureaucracy in their own hands. Ultimately, this research demonstrates that political strategies based on assumptions do not always lead to the intended outcomes.
Dünya tarihine damga vuran devletler incelendiğinde güçlerinin zirvesine çıktıkları dönemlerde muktedir hükümdarların başta olduğu görülür. Devletin yegane yöneticisi konumunda kabul edilen bu hükümdarlar ile devletin sahip olduğu güç özdeşleştirilir ve hükümdarlar kudretli simalar olarak görülmeye başlanır. Bununla birlikte yüzeysel okuma ve anlatılardan daha derine inildiğinde hükümdarın başarısının arka planında adı bilinen ancak yaptıklarının farkında olunmayan güçlü devlet adamları görülecektir. Bu isimlerden birisi de Niẓāmülmülk lakabıyla meşhur Ebū ʿAlī Ḳıvāmuddīn Ḫasen b. ʿAlī b. İsḥāḳ et-Ṭūsī’dir (ö. 485/1092). Bürokratik görevine Gazneliler’in Horasan Valisi Ebū’l-Faḍl es-Ṣūrī’nin yanında başlayan Niẓāmülmülk, Dandanakan Savaşı (1040) sonrasında hizmetlerine Büyük Selçuklu Devleti’nde devam etmiştir. Niẓāmülmülk’teki potansiyeli gören Çağrı Bey, huzuruna gelen Niẓāmülmülk’e oğlu Alparslan’ı teslim etmiş, Alparslan’a da Niẓāmülmülk’ü bir baba olarak kabul etmesini ve ona muhalefet etmemesini öğütlemiştir. Merv’de başlayan Selçukluya hizmet, Alparslan’ın Selçuklu tahtına geçmesiyle birlikte vezirlik makamında devam etmiştir. Önce Alparslan sonrasında da Melikşah dönemlerinde yaklaşık 30 yıl kesintisiz bir süreyle Büyük Selçuklu Devleti’nin vezirliğini yapan Niẓāmülmülk, Malazgirt Zaferi hariç, Selçuklu tarihinin en önemli olaylarında yer almış ve karar mercii olmuştur. Sergilediği başarılı vezaret Niẓāmülmülk’ü vazgeçilmez bir isim haline getirmiştir. Tarihin gördüğü en kudretli devletlerden birisi haline gelmesinin ardından Büyük Selçuklu Devleti’nin en büyük talihsizliği iki güçlü figürünü peş peşe kaybetmesidir. Önce kudretli vezir Niẓāmülmülk’ün, kısa bir süre sonra da Sultan Melikşah’ın vefatıyla girilen fetret döneminden çıkış arayışlarında Selçuklu hanedan üyelerinin ilk çözüm yolu güçlü bir vezir bulmaktı. Taht müddeilerinin kendi Niẓāmülmülk’lerini bulmak için ilk baktıkları yer Niẓāmülmülk’ün evlatları olmuştur. Biz de çalışmamızda Niẓāmülmülk’ün Büyük Selçuklu yönetiminde görev alan çocuk ve torunlarına odaklanıp Selçuklu tarihindeki yerlerini tespit etmeye çalışacağız. Böylece Niẓāmülmülk’ün Selçuklu Devlet bürokrasisindeki gücünü kendi ellerinde toplayabilecekleri düşüncesiyle onun soyundan gelenlere devlet kademesinde görev verildiği tespitini paylaşacağız. Netice olarak da varsayımlarla hareket ederek atılan siyasi adımların her zaman hedeflenen sonuca götürmediği sonucunu ortaya koyacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2024 |
Gönderilme Tarihi | 4 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 65 Sayı: 2 |