In the book published by Umberto Eco in 2015 called Numero Zero (Number Zero), on the basis of the
assumption that the newspapers are able to establish various perceptions to the public in a conscious
way, he has examined what kind of interventions some popular newspaper bosses have realized for the
purpose of increasing their efficiencies in the business world within the frame of a fiction. According to
Eco; popular culture is not in a sudden and unexpected structure (at least from its appearance) as it is in
the cultural understanding of the modernism. By also taking the likes and demands of the wide masses
it desires to be expanded into consideration, it aims a consensus between the culture producers and the
culture consumers. In this way, it provides an easier and faster acceptance of the messages it sends by
the masses. However, the motivation of the culture producers has derived from the market economy. The
aimed thing is “profit”. Popular newspapers inflict, transform and even make up the news in the cause of
this profit. Eco operates by which methods the newspapers perform these destructions and reveals their
tactics that direct the readers to certain assumptions with the quibbles. He tries to decipher the codes
of the common popular perception delivered to the readers. According to Eco, “newspapers teach peo-
ple how they should think; unfortunately, all we learn is fake and deformed”. Popular culture consists of
a reference made by the fake that is replacing the truth to itself as mentioned in the simulation theory
of Baudrillard, not a reality away from itself.
Kültür, modernizmle birlikte homojen yurttaşlar yetiştirmek adına ulusal bir tarih ve bu tarihin biriktirdiği geleneklerin bütünü olarak tasarlanmış, araçsal bir üst yapı kurumu görünümüne bürünmüştür. Modernizmin yerini postmodern döneme bırakmasıyla birlikte homojenliğin olumlanması, heterojenliğin olumlanmasıyla yer değiştirmiş ve köklerini geçmişten alan/aldığını iddia eden dayatmacı muhafazakâr kültürel algının yerini de köksüz, tam da şimdiki zamana ait bir popüler kültür almaya başlamıştır. İdeal olana işaret eden modernist “yüksek” kültürün, piyasanın işaretiyle hareket eden postmodernist “popüler” kültürle yer değiştirme süreci, kültür üretici kurumların da değişmesine yol açmıştır. “Yüksek kültür” entelektüeller (Aydınlar) tarafından üretilirken/tüketilirken, popüler kültür entelektüel olmayanlar (halk) tarafından piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde üretilmekte/tüketilmektedir. Bu çerçevede kültür sosyal bir statü göstergesi olmaktan, giderek piyasada talep edilen bir eğlence ve boş zaman geçirme aracına dönüşmüştür.[*] Fatma Altınbaş Sarıgül, Istanbul Kemerburgaz University, fatos.altinbas@kemerburgaz.edu.trPopüler kültürün üretilmesi ve yayılmasında en önemli taşıyıcılardan birisi popüler gazetelerdir. Bu gazeteler okuyucularının zihinlerine çeşitli imajlar, görüşler ve algılar göndermekte ve bu gönderilenler aracılığıyla okuyucuların davranış biçimlerinde çeşitli etkileşimler yaramaktadırlar. Umberto Eco 2015 yılında yayınladığı Numero Zero (Sıfır Sayı) kitabında gazetelerin kamuoyuna bilinçli bir şekilde çeşitli algıları yerleştirebildiği varsayımından yola çıkarak, bazı popüler gazete patronlarının iş dünyasındaki etkinliklerini arttırabilmek adına popüler kültüre nasıl müdahaleler gerçekleştirdiklerini bir kurmaca çerçevesine incelemiştir. Eco’ya göre popüler kültür, modernizmin kültür anlayışında olduğu gibi (en azından görünüşte) tepeden inmeci bir yapıda değildir. Yayılmak istediği geniş kitlelerin beğenilerini ve isteklerini de göz önünde bulundurarak, kültür üreticileri ile kültür tüketicileri arasında bir uzlaşmayı amaçlar. Böylece gönderdiği mesajların kitleler tarafından daha hızlı ve kolay bir şekilde kabullenilmesini sağlar. Oysa popüler kültür üreticilerinin motivasyonu piyasa ekonomisinden türemiştir. Hedeflenen şey kâr’dır. Popüler gazeteler bu kâr uğrunda haberleri çarpıtırlar, dönüştürürler ve hatta uydururlar. Eco, gazetelerin bu tahribatları hangi yöntemlerle yaptıklarını ele alır, okuyucuları dil oyunlarıyla belli çıkarımlara yönelten taktiklerini açığa çıkarır. Okuyuculara gönderilen popüler ortak algının kodlarını deşifre etmeye çabalar. Eco’ya göre “gazeteler insanlara nasıl düşünmeleri gerektiğini öğret”mektedir; ne yazık ki “bizim öğrendiğimiz her şey sahte ve deforme”dir. Popüler kültür, kendi dışındaki bir gerçekliğe değil, Baudrillard’ın simülasyon kuramında sözünü ettiği üzere, gerçekliği yerinden eden sahtenin kendi kendisine yaptığı bir göndermeden ibarettir
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 1 Sayı: 1 |