2002’den bu yana süregiden AKP hükümetleri döneminde Arap dünyasıyla ilişkiler dış politikanın
gündemine oturdu. 2000’ler boyunca Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle ekonomik, siyasal ve kültürel
işbirliği yaratacak yeni mekanizmalar geliştirildi. Bunun yanı sıra, Arap Baharı’na kadar olan süreç boyunca,
uluslararası sistem tarafından Türkiye/AKP modeli İslamiyet ile demokrasinin uzlaşabileceğinin, dolayısıyla
“Müslüman bir ülkede” Batılı liberal demokratik ilkelerin işleyebileceğinin önemli bir göstergesi olarak
okundu ve sunuldu. 2000’lerin ilk yarısında Arap dünyasının Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi
kapsamında uluslararası kapitalist sisteme eklemlenmesi gündemdeyken, 2010 yılının sonunda Arap
Baharı’nın patlak vermesiyle ise bölgesel konjonktür büyük bir dönüşüm geçirmeye başladı. Arap Baharı ile
birlikte bölgenin geçirmeye başladığı büyük dönüşüm, Türkiye bazlı model ülke tartışmalarının
alevlenmesine yol açtıysa da ilerleyen dönemde isyan dalgasından etkilenen her bir Kuzey Afrika ülkesinin
farklı siyasal rejimler tecrübe etmeye ve rotalar izlemeye başladığı görüldü. Bu noktada, bir Kuzey Afrika
ülkesi olan Tunus’ta başlayan ve kısa sürede Mısır ve Libya gibi diğer Kuzey Afrika ülkelerine sıçrayan Arap
Baharı’nın AKP dış politikası açısından adeta bir turnusol kağıdı işlevi gördüğünü vurgulamak
gerekmektedir. Bu çalışma, Arap Baharı’nı nirengi noktası kabul ederek, AKP döneminde Kuzey Afrika
ülkeleriyle geliştirilen ilişkileri, Türkiye modelinin uygulanabilirliği ve nihayetinde “çöküşü” temelinde
çözümleyebilmek amacıyla kaleme alınmıştır.
Türk Dış Politikası Kuzey Afrika Arap Baharı Türkiye/AKP Modeli
Turkey’s relationships with the Arab World have dominated Turkish foreign policy during the AKP government period. Throughout the 2000s, Turkey initiated new mechanisms in order to form economic, political and cultural cooperation with the Middle Eastern and North African states. In addition, until the emergence of the Arab Spring, Turkish/AKP model was admired by the international system as a crucial example of compatibility of Islam and democracy. In the first half of the 2000s, the adjustment of the Arab World into the international capitalist system was on the agenda in the context of Broader Middle East and North Africa Project; however, with the beginning of the Arab Spring, regional conjuncture has began to transform into a turmoil. Although this great transformation caused a rise about the Turkish model debates, it is seen that North African states, influenced from the extensive protests, have began to experience different political regimes during the following process. At this point, it can be said that the Arab Spring, which started in Tunisia, and then affected Egypt and Libya has an important impact on the Turkish foreign policy towards North Africa. This paper aimed to examine the reasons of Turkish/AKP model’s failure within the context of democratization process of North African states in the post-Arab uprisings period by accepting the Arab Spring as a turning point
Turkish Foreign Policy North Africa Arab Spring Turkish/AKP Model the Arab World
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mart 2017 |
Gönderilme Tarihi | 29 Mart 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |