Laicism and Islam are two main factors which mainly left their marks on the new socio-politics life that commenced with the modern Republic in Turkey. This new cooperation which was formatted by the Republic accommodated while experiencing an inevitable necessity on the one hand and dilemmas such as clinching each other and even nutrating each other on the other hand. This paradoxical unity describes the existence in concert of two robust social poles compelling each other which resembles the unity of mind and material (philosophical) or good and bad-like (theological). Thus this poses a dualist situation. In this context, the goal of this study at first is to try to put forward that this cooperation of dependency and mutual-interest of laicism and Islam lasting from early Republican era to current times was in fact stemmed from new understanding of nationalism regarding that period. In order to realize this, dualist treaty via nationalism which was made between laicism that was branded in the social backbone by the Republican reforms and Islam that had been formal religion of the state for nearly 1200 years in the Turkish socio-political history as well as sometimes paradoxical and sometimes rational-tactical relations and impacts of this agreement will be analyzed
“Laiklik” ve “İslam”, Türkiye’de çağdaş Cumhuriyet’le başlayan yeni sosyo-politik yaşama damgalarını vurmuş iki temel etkendir. Cumhuriyet’le formatlanan bu yeni birliktelik, bir yandan kaçınılmaz bir zorunluluğunu tecrübe ederken, öte yandan birbirine eklemlenme ve hatta birbirini besleme gibi çelişkileri de içerisinde barındırmıştır. Bu paradoksal içiçelik, akıl ile maddenin (felsefî) veya iyi ile kötünün (teolojik) birlikteliğine benzer türden birbirini iten iki güçlü toplumsal kutbun birlikte var olmalarını betimlemektedir. Bu da, düalist bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı, öncelikle laiklik ile İslam’ın, erken Cumhuriyet döneminden günümüze sarkan bu “muhtaçlık ve menfaat” birlikteliğinin, esasta dönemin yeni milliyetçilik anlayışından kaynaklandığını ortaya koymaya çalışmaktır. Bunu gerçekleştirmek için de, Türkiye sosyo-politik tarihinde yaklaşık 1200 yıldır devletin resmi dinî olan İslamlık ile Cumhuriyet devrimlerinin toplumsal omurgaya nakşettiği laikliğin, Kemalist milliyetçilik üzerinden yaptıkları düalist akit ve bu akdin kimi zaman paradoksal, kimi zaman da rasyonel-taktiksel ilişki ve etkileşimleri analiz edilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Kasım 2015 |
Gönderilme Tarihi | 3 Kasım 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 |