The death of Stalin and Khrushchev’s taking the helm of the Soviet Union following outmatching of his rivals brought out a new foreign policy in the country in the early Cold War period which was called peaceful co-existence. The new foreign policy line anticipated foundation of manageable relations with the Western bloc countries without losing the revolutionary ardor to beat them in economic well-being, scientific progress and cultural development. A significant ramification of peaceful coexistence policy became the Soviet Union’s endeavor to straighten out its knotty relations with Turkey, Yugoslavia and Greece which had gone downhill due to Stalin’s immediate post-Second World War foreign policy decisions. This paper aims to cast light on the various diplomatic, economic and security initiatives taken by Moscow under the leadership of Khrushchev to release these three Balkan countries from the firm grip of the Western alliance and to gravitate them towards closer association with the Soviet Union.
Stalin’in ölümü ve Kruşçev’in rakiplerine üstün gelerek Sovyetler Birliği’nin dümeninin başına geçmesinin ardından erken Soğuk Savaş döneminde ülkede barış içinde bir arada yaşama adında yeni bir dış politika ortaya çıktı. Yeni dış politika çizgisi Batı bloku ülkeleri ile onları ekonomik refah, bilimsel ilerleme ve kültürel gelişmede yenecek devrimci heyecanı kaybetmeden yönetilebilir ilişkiler kurulmasını öngörüyordu. Barış içinde bir arada yaşama politikasının önemli bir sonucu Sovyetler Birliği’nin Stalin’in İkinci Dünya Savaşı ertesinde aldığı dış politika kararlarından dolayı baş aşağı gitmiş olan Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistan ile arasındaki çetrefilli ilişkileri düzeltme çabası oldu. Bu çalışma Kruşçev’in liderliği altında Moskova’nın bu üç Balkan ülkesini Batı ittifakının sıkı kıskacından çıkarıp Sovyetler Birliği ile daha yakın bir birlikteliğe yöneltmek için aldığı diplomatik, ekonomik ve güvenlik inisiyatiflerine ışık tutmayı hedeflemektedir
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Kasım 2018 |
Gönderilme Tarihi | 27 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |