Soğuk Savaş’ın bitimiyle, dikkat çeken normatif sorunların analizinde başvurulacak en önemli teorilerden biri olarak Normatif Teori, Uluslararası İlişkiler Teorileri arasında gelişme imkanı bulmuştur. Makalede, Normatif Teorinin teorinin çalışma alanı çerçevesinde ele aldığı konular ve kullandığı temel yaklaşımlar incelenip, teorinin Uluslararası İlişkiler disiplinindeki yerine değinilmektedir. Ayrıca, Soğuk Savaş döneminde teorinin gelişmesini engelleyen çeşitli nedenler ve yapılan eleştirilere de yer verilmektedir. Makalenin ikinci kısmında ise, Normatif Teoriye önemli bir katkıda bulunan Mervyn Frost’un ‘Kurucu Teorisi’ genel hatlarıyla ele alınmaktadır. Kurucu Teori, Frost’un tanımıyla uluslararası ilişkilerdeki ‘zor meseleleri’ anlamada ve onlara çözümler üretmede Normatif Teoriye yeni bir ivme kazandırmaktadır. Uluslararası İlişkilerdeki ‘yerleşik normları’ temel olarak alan Kurucu Teori, belli başlı normatif meseleleri çözmek için bir ‘arka plan teorisi’ oluşturmayı amaçlamaktadır. Bireysel haklar ile devlet egemenliği arasındaki normatif ikilemi çözmeyi hedefleyen Kurucu Teori, Dworkin’in hukuk alanındaki teorisinden yararlanmaktadır. Ayrıca, pozitivizmin eleştirildiği/terk edildiği ve post-pozitivist teorilerin Uluslararası İlişkileri anlamada yeni açılımlar sunduğu Soğuk Savaş sonrası dönemde Normatif Teorinin bir başka hayati görevi de, Uluslararası İlişkiler akademisyenlerine disiplinin özündeki etik taahhüde sadık kalmalarını hatırlatmaktır.
Teori normatif teori kurucu teori uluslararası normlar uluslararası ilişkiler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2008 |
Gönderilme Tarihi | 31 Temmuz 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Cilt: 63 Sayı: 01 |