Bu makale, kadın ücretli emeği üzerine olan araştırma ve teoriyi ve bunların özellikle kadınların refahının sosyolojik olarak anlaşılmasına ne türden katkılar yaptığını inceliyor. Kadının ücretli emeği ve refahı üzerine olan incelemeler, ilhamını kadınların son yıllarda küresel yeniden yapılanma sonucu emek gücüne dahil edilmesinden alıyor. Bu yazıda, işçi sınıfından kadınların rehafına ilişkin farklı teorik yaklaşımları temsil eden dört temel araştırma alanını inceliyorum: kadının kapasitesinin gelişimine odaklanan insani kalkınma yaklaşımı; imtiyazsız kadın işgücünün küresel yeniden üretimi ile ilgilenen yapısal-ilişkisel perspektif; kadın işçilerin öznelliklerini iktidar ilişkileri bağlamında değerlendiren post-yapısalcı feminist yaklaşım; ve son olarak küreselleşme ile birlikte ortaya çıkan iktidar ilişkilerine olduğu kadar, kadınlar için doğan fırsatlara da dikkat çeken toplumsal cinsiyet ve küreselleşme literatürü. Kadının refahı ve ücretli emek arasındaki ilişki tartışılması büyük bir araştırma alanına oluşmasına imkan verdi. Ancak varolan literatür refah kavramının duygusal boyutlarını yeterince incelemiyor. Bu makale, duygu üzerine yapılmış sosyolojik araştırmaların potansiyel katkılarını işaret ederek kadın işçiler ve refah arasındaki ilişkinin tartışılmasına yeni bir boyut ekliyor.
Bu makale, kadın ücretli emeği üzerine olan araştırma ve teoriyi ve bunların özellikle kadınların refahının sosyolojik olarak anlaşılmasına ne türden katkılar yaptığını inceliyor.Kadının ücretli emeği ve refahı üzerine olan incelemeler, ilhamını kadınların son yıllarda küresel yeniden yapılanma sonucu emek
gücüne dahil edilmesinden alıyor.Bu yazıda, işçi sınıfından kadınların rehafına ilişkin farklı teorik yaklaşımları temsil eden dört temel araştırma alanını inceliyorum: kadının kapasitesinin gelişimine odaklanan insani kalkınma yaklaşımı; imtiyazsız kadın işgücünün küresel yeniden üretimi ile ilgilenen yapısal-ilişkisel perspektif; kadın işçilerin öznelliklerini iktidar ilişkileri bağlamında değerlendiren post-yapısalcı feminist yaklaşım; ve son olarak küreselleşme ile birlikte ortaya çıkan iktidar ilişkilerine olduğu kadar, kadınlar için doğan fırsatlara da dikkat çeken toplumsal cinsiyet ve küreselleşme literatürü.Kadının refahı ve ücretli emek arasındaki ilişki tartışılması büyük bir araştırma alanına oluşmasına imkan verdi. Ancak varolan literatür refah kavramının duygusal boyutlarını yeterince incelemiyor.Bu makale, duygu üzerine yapılmış sosyolojik araştırmaların potansiyel katkılarını işaret ederek kadın işçiler ve refah arasındaki ilişkinin tartışılmasına yeni bir boyut ekliyor.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İşletme |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Ekim 2014 |
Gönderilme Tarihi | 22 Ekim 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 69 Sayı: 3 |