In this paper, which analyzes the power struggle between Iran and Turkey and its confessional dimension, the regional politics of the actors will be presented with their results. With the end of the Cold War, the US interventions towards Iraq between 1991 and 2003 and after the Arab Spring, which began in 2010, a new order arose in the Middle East. Iran has been increasing its influence as a regional power in Iraq, Syria and in the region, especially using the Shia trump. In the case Iran realizes its goal of a „Shia Crescent“, the regional link of Turkey with the Sunni-Arab world will be cut. To prevent this and increase its potency in the region, Turkey is pushing Sunnism to the fore. In the same way, Sunni/Shia minorities are instrumentalizing their confessional diversity in their countries to change the balance of power to their favour in getting the support of foreign powers like Iran or Turkey. In this power game where the actor Iran and Turkey are analyzed, the confessions are used as an instrument and every actor perceives a power gain of the other as its own loss of power.
İran ve Türkiye arasındaki güç savaşı ve savaşın mezhepsel boyutunun ele alındığı bu çalışmada
aktörlerin bölgede izledikleri siyaset sonuçlarıyla birlikte ortaya konulacaktır. Soğuk Savaş’ın bitmesinin
ardından, ABD’nin 1991 ve 2003 yıllarında gerçekleştirdiği Irak’a yönelik müdahaleler ve akabinde 2010’da
başlayan Arap Baharı’ndan sonra Orta Doğu’da yeni dengeler oluştu. İran, bölgesel bir güç olarak Irak,
Suriye ve bölgede özellikle Şiilik kozunu kullanarak etkinliğini arttırmaktadır. İran’ın hedeflediği “Şii
Hilali’nin” gerçekleşmesi durumunda ise Türkiye’nin Sünni-Arap dünyasıyla olan coğrafi bağı kopacaktır.
Buna engel olmak ve bölgede nüfuzunu artırmak isteyen Türkiye Sünniliği ön plana çıkarmaktadır. Aynı
şekilde Sünni ve Şii azınlıklar da bulundukları ülkedeki güç dengesini kendi lehlerine değiştirmek amacıyla
İran ya da Türkiye gibi bir dış gücün desteğini almak için mezhepsel farklılıklarını araçsallaştırmaktadırlar.
Aktörlerinin İran ve Türkiye olarak ele alındığı güç oyununda mezhepler bir enstrüman olarak kullanılmakta
ve her aktör diğerinin güç kazanımını kendisinin güç kaybı olarak algılamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Şubat 2019 |
Gönderilme Tarihi | 31 Temmuz 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 74 Sayı: 1 |