Osmanlı Devleti’nde, iktidarın meşruiyetinin sultana bağlı bir bürokrasi aracılığıyla güç ve korku ile sağlandığı düşüncesi özellikle Batılı kaynaklarda dikkat çeker. Ancak meşruiyet konusundaki çalışmalar göstermiştir ki, bir siyasal iktidar toplumda taban bulmadıkça varlığını sürdüremez. Osmanlı Devleti’nin 6 yüzyıl süren uzun imparatorluk süreci boyunca meşruiyetini neye dayandırdığı ve nasıl bu kadar uzun süre devam ettirebildiği, merak edilen sorulardandır. Osmanlı Devleti, siyasal yapısını ve iktidarın meşruiyetini Türk-Oğuz geleneği -örf-töre- ve İslam hukukunu -şeriat- birbirini tamamlayacak şekilde bir arada kullanarak bu iki gelenek üzerinden güçlü bir şekilde temellendirmiştir. Ancak vurgulanması gereken nokta, bu ikili meşruiyet alanının güçlü bir devlet anlayışıyla desteklenmesidir. Söz konusu güçlü Osmanlı devletinin dayandığı “İslam’ın ve tebaanın dolayısıyla adaletin-düzenin koruyucusu olma misyonu” siyasal iktidarın meşruiyetinin de temel ideolojisi ve gerekçesi olmuştur. Güçlü Osmanlı Devleti gücünü koruduğu sürece sultanın meşruiyeti de varlığını sürdürmüştür.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Siyasal Hayatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 24 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 78 Sayı: 4 |