Bir süredir özellikle Avrupa’nın gündemini meşgul eden göçmen-mülteci meselesi Suriye Savaşı’ndan sonra daha geniş bir coğrafyanın sorunu haline geldi. Bu durumun, ilk elden sonucu dışlayıcı politik bir dil üzerinden (yabancı düşmanı) gücünü konsolide eden politik aktörlerin toplumsal ve siyasi etkilerini arttırmış olmalarıdır. Bu bağlamda göçmen karşıtlığını temel mesele haline getiren aşırı sağ aktörlerin daha fazla görünür olduğu, seslerini daha gür çıkarttığı ve iktidar politikalarını etkilemeye başladıkları bir konjonktürden bahsedilebilir. Uzun bir süredir aşırı sağ aktörlere ev sahipliği yapan Fransa ve ülkedeki yabancıların (mültecilerin) ilk kez politik bir meseleye dönüşmeye başladığı Türkiye, bu çerçevede önemli iki ülke konumundadır. Bu çalışmada Reconquête ve Zafer Partisi, özellikle göçmen meselesine yaklaşımları üzerinden karşılaştırmalı olarak tartışılacaktır. Bu çalışma, aralarındaki bazı farklılıklara rağmen, Reconquête ve Zafer Partisi’nin Fransa ve Türkiye’deki ekonomik, toplumsal ve siyasal birçok sorunun kaynağı olarak göçmenleri gördüğünün ve böylece onları “günah keçisi” haline getirdiğinin altını çizmektedir.
Bir süredir özellikle Avrupa’nın gündemini meşgul eden göçmen-mülteci meselesi Suriye Savaşı’ndan sonra daha geniş bir coğrafyanın sorunu haline geldi. Bu durumun, ilk elden sonucu dışlayıcı politik bir dil üzerinden (yabancı düşmanı) gücünü konsolide eden politik aktörlerin toplumsal ve siyasi etkilerini arttırmış olmalarıdır. Bu anlamda göçmen karşıtlığıyla gündeme gelen aşırı sağ aktörlerin daha fazla görünür olduğu, seslerini daha gür çıkarttığı, kamusal tartışmaları belirledikleri ve iktidar politikalarını etkilemeye başladıkları bir konjonktürden bahsedilebilir. Uzun bir süredir aşırı sağ aktörlerin varlığına tanıklık eden Fransa ve ülkedeki yabancıların (mültecilerin) ilk kez politik bir meseleye dönüşmeye başladığı Türkiye, bu anlamda önemli iki ülke konumundadır. Fransa’da gelenekselleşmiş aşırı sağın (Le Penci gelenek) şeytanlaştırmadan çıkma stratejisi doğrultusunda daha “ılımlı” bir rotada ilerlemesi daha radikal, aşırı sağ bir hareketin (Éric Zemmour) doğmasına yol açtı. Türkiye’de ise özellikle Suriye’den gelen göçle birlikte göçmen meselesi etrafında şekillenmiş Avrupa benzeri aşırı sağ bir hareket (Zafer Partisi) ilk kez varlık kazandı. Bu çalışmada her iki politik hareketin ortaya çıktığı koşullar, özellikle göçmen meselesi üzerinden aldıkları pozisyonlar teorik arka plan ihmal edilmeden karşılaştırmalı olarak ortaya konulmaya, tartışılmaya çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi, Uluslararası İlişkiler |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 18 Ocak 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 4 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 79 Sayı: 2 |