Öz
Eklemeli diller için ekler, anlamlı morfolojik unsurlar olan kökler kadar önemli bir yere
sahiptir. Tek başlarına anlamları olmayan, sözcükler kadar hızlı ve kolay türetilemeyen eklerin
bir kısmı, yeni sözlüksel unsurlar türetirken diğer kısmı sözcükler arasında bağ kurmakta
ve/veya cümleyi çeşitli açılardan tamamlamaktadır. Diğer bir deyişle ekler, eklendikleri sözcükte
veya görev aldıkları söz grubu/cümle içinde anlam kazanmaktadır.
Eklemeli dillerin önde gelen temsilcilerinden olan Türkçe, eldeki en eski yazılı
eserlerinden bugüne kadar gerek yeni sözcük türetme gerekse anlamlı, tam ve etkili cümle
kurma bakımından eklerle ilgili kuralları oturmuş bir sisteme sahiptir. Türkçenin tarihî
dönemlerinde eklerin, -özellikle- cümle içerisinde ortaya çıkan işlevleri, bu çalışmanın konusunu
oluşturmaktadır. Bu kapsamda Köktürkçeden Osmanlı Türkçesine kadar yazıya geçirilen bütün
tarihî dönemlere ait eserler incelenmiş, sözcük işlevi bulunanlar tespit edilmiştir. Eklerin
taşıdıkları sözcük anlamlarının, Türkçenin tarihî dönemlerindeki kullanımının yaygın olup
olmadığını belirleyebilmek adına eser çeşitliliğine önem verilmiştir. Elde edilen bulgular, “Sözcük
Eşdeğerli Yapım Ekleri” ve “Sözcük Eşdeğerli Çekim Ekleri” olarak iki başlık altında
değerlendirilmiştir. Bugün hâlâ ekleşme süreci devam eden bazı sözcükler, sözcük ve ek
şeklinde ikili kullanım örneği sergilemektedir. Bu örnekler ve literatürdeki çalışmalar, Türkçede
eklerin en azından bir bölümünün sözcüklere dayandığını göstermektedir. Bu bağlamda
çalışmayla bir taraftan eklerin sözcük işlevlerindeki zenginlikleri gözler önüne serilirken diğer
taraftan kökeninin bir sözcük olup olmadığı hakkında kesin bilgi bulunmayanlar üzerine dikkat
çekmek amaçlanmaktadır.