Araştırma Makalesi
BibTex RIS Kaynak Göster

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİN’DE ERMENİLER: Başlangıcından Melikşah’ın Ölümüne Kadar (1018-1092)*

Yıl 2015, , 172 - 185, 15.07.2015
https://doi.org/10.33692/avrasyad.509261

Öz

Bu çalışmada, Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra kurduğu ilk imparatorluk
olan Büyük Selçuklu Devleti döneminde, 1018-1092 tarihleri arasında gerçekleşen
Türk-Ermeni münasebetleri ele alınmıştır. Türklerle Ermenilerin ilk teması, Selçuklu
Devleti henüz kurulmadan önce, 1018’de Çağrı Bey’in Doğu Anadolu’ya yaptığı seferler
sırasında gerçekleşmiştir. Bu arada, Bizans Kralı II. Basileios’un, (976-1025) Doğu
Anadolu’yu doğrudan Bizans yönetimine bağladığı, buradaki Ermeni ahalinin ekserinin
zorla iç bölgelere nakledildiği görülür. Türk fetihleri arifesinde vukua gelen bu ilhak ve
tehcir harekâtı, Bizans’ın geleneksel asimilasyon siyasetinin ve sınır hattının
sağlamlaştırılması faaliyetinin bir ürünüdür. Ancak bu çabalar, Selçukluların yıpratma
ve fetih hareketleri sebebiyle istenilen neticeleri vermemiş, hatta Anadolu’nun fethini
kolaylaştırmıştır. Ermeniler üzerinde büyük şaşkınlık ve korku uyandıran Türk akınları,
Büyük Selçuklu Devleti’nin kuruluşu ardından muntazam ordular eliyle, sıklaşarak
devam etmiştir. Türk ordularına karşı alınan mağlubiyetler sebebiyle Ermeni idareci,
asker ve din adamlarının maneviyatı derinden sarsılmıştır. Din adamları, bu
mağlubiyetleri Tanrı’ya karşı işlenen günahlara bağlarken, idareciler, bunu eski
kehanetlerle ilişkilendirip Türklere karşı muvaffak olunamayacağı şeklinde
yorumlamışlardır. Türk ordusu, Sultan Alparslan’ın komutasında 26 Ağustos 1071
tarihinde Türk tarihinin en muhteşem zaferlerinden birisine imza atmış, bu zaferin
akabinde ise kısa süre içerisinde İstanbul önlerine ulaşmıştır. Kutalmışoğlu
Süleymanşah’ın 1075’te İznik’te Türkiye Selçuklu Devleti’ni kurması ise Türk fetih
harekâtını taçlandırmıştır. Bu gelişmelerden sonra Ermeniler, Bizans asker ve
idarecilerini korkaklıkla suçlamış, ancak Türkler sayesinde asimile olmaktan
kurtulduklarına da sevinmişlerdir. Çünkü Selçuklular, Ermenilerin dini inançlarına
müdahale etmedikleri gibi, onların özerk emirlik ve krallıkların idaresi altında
yaşamalarına müsaade etmiştir. Bu durumun, ele aldığımız Sultan Tuğrul, Alparslan ve
Melikşah dönemlerinde, devletin Türk-İslam devleti olma karakterine uygun olarak
aynen muhafaza edildiği anlaşılmaktadır.

Kaynakça

  • AKSARAYÎ, Kerimüddin Mahmud-i, (2000), Müsâmeretü’l-Ahbâr, (çeviren: M. Öztürk), Ankara: TTK Yayınları.
Toplam 1 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil Türkçe
Bölüm Makaleler
Yazarlar

Bilal Gök

Yayımlanma Tarihi 15 Temmuz 2015
Gönderilme Tarihi 1 Haziran 2015
Yayımlandığı Sayı Yıl 2015

Kaynak Göster

APA Gök, B. (2015). BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİN’DE ERMENİLER: Başlangıcından Melikşah’ın Ölümüne Kadar (1018-1092)*. Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 3(7), 172-185. https://doi.org/10.33692/avrasyad.509261

 27448 27618 27616   27615  27574 27609   27627


Avrasyad''de yayınlanan makaleler, Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır. Bilimsel araştırmaları kamuya ücretsiz sunmanın bilginin küresel paylaşımını artıracağı ilkesini benimseyen dergi, tüm içeriğine anında açık erişim sağlamaktadır. Makalelerdeki fikir ve görüşlerin sorumluluğu sadece yazarlarına ait olup Avrasyad''nin görüşlerini yansıtmazlar. Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası