iktisat bilimi sosyal bir bilim olarak varolmasına rağmen, bilhassa 1874 yılında Walras’ın
“Saf iktisadın Öğeleri” çalışmasından sonra, fizik ve matematik ile fazlasıyla iç içe geçmiş bir yapı
sergilemiştir. iktisadi birçok modelin sağlam temellere oturtulabilmesi için matematiğin kullanılması şart olsa da bu durum zaman içinde iktisadın sosyoloji ve psikolojiden uzaklaşmasına sebebiyet
vermiştir. Ancak değişen konjonktürde, sosyal ve ekonomik durumların net bir şekilde
açıklanamaması sonucu olarak, 20.yüzyılın ortalarından itibaren iktisat, sosyoloji ve psikoloji ilişkisi
tekrar tartışılmaya başlanmıştır. Matematik ile sınırlandırılmış varsayım ve analizlere dayandırılan
geleneksel iktisadın temelinde insan faktörünün olması ve bu yüzden modellerde psikolojik ve
fizyolojik faktörlerin de göz önünde bulundurulması gereği davranışsal iktisatın ortaya çıkmasını
sağlamıştır. insanların her zaman akılcı davranamadıkları ve çoğu zaman birbirinden çok farklı ve
öngörülemeyen değişkenler tarafından tercihlerinin etkilenmekte olduğu uzun yıllardır pek çok
akademik çalışma ile ortaya konmaktadır. Geleneksel iktisat’ın varsayımlarından biri olan Rasyonel insan, bireyi her zaman fayda maksimizasyonunu hedefleyen, akla uygun/akılcı davranan bir varlık
olarak tanımlamakta, ölçümlenebilen/fark edilebilen değişkenlere göre bir bilgisayar gibi hesaplama
yeteneğine sahip canlı olarak değerlendirmektedir. Ancak insanlar karar süreçlerinde çok küçük
manipülasyonlardan, kararlarına ve hatta deneyimlerine etki eden çok küçük faktörlerden dahi
etkilenebilmekte, kendileri için her zaman maksimum faydayı verecek seçimi
gerçekleştirememektedirler. Bunun gibi rasyonel insan varsayımıyla çelişen durumlar Davranışsal iktisat literatüründe “sınırlı rasyonellik” başlığı altında incelenmektedir.
Sınırlı rasyonellik kavramının temellendirdiği bu çalışmada, insanların deneyimledikleri
lezzetin, bir ürünün sunumunun görsel olarak farklılaştırılmasından etkilenip etkilenmediğini
araĢtırılmıĢtır. Rastgele Örneklem Seçim Yönteminin kullanıldığı çalıĢmada, bir kafede insanlara
aynı kahve farklı iki fincan ile aynı anda sunulmuĢ ve lezzetlerini 0 ile 10 puan arasında bir puanla
değerlendirmeleri istenmiştir. Ancak kendilerine iki farklı kahve deneyecekleri söylenmiştir.
Fincanlardan biri estetik açıdan oldukça gösterişli iken (çiçek süslemeli) diğer fincan olabildiğince
sadedir (düz beyaz). Beklentimiz süslemeli fincan ile içilen kahvenin daha lezzetli bulunacağı
yönündedir ve araştırmanın analiz sonuçları beklentimizle uyumluluk göstermiştir. Bu sonucun
ardından müşterilere sadece bir fincan ile (bir gruba süslemeli başka bir gruba sade fincan ile)
kahveyi sunarak lezzetini puanlamaları istenmiştir. Bu aşamada kahvenin lezzeti için verilen puanlar
her iki bardak için de düşse de süslemeli fincan diğer sonuç da olduğu gibi daha yüksek puan
almıştır. Bu sonuçlar bize insanların görsel açıdan daha estetik buldukları sunumların
deneyimledikleri lezzeti de etkilediğini göstermektedir.
DavranıĢsal Ġktisat Sınırlı Rasyonalite Manipülasyon deneysel yöntem
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Mart 2019 |
Gönderilme Tarihi | 30 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |
Avrasyad''de yayınlanan makaleler, Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır. Bilimsel araştırmaları kamuya ücretsiz sunmanın bilginin küresel paylaşımını artıracağı ilkesini benimseyen dergi, tüm içeriğine anında açık erişim sağlamaktadır. Makalelerdeki fikir ve görüşlerin sorumluluğu sadece yazarlarına ait olup Avrasyad''nin görüşlerini yansıtmazlar. Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası