New writing, In-Yer-Face theatre, rising masculinity, grunge, the rave scene, and hip-hop dominated the world of music, literature, and drama in the nineties. The nineties also displayed that one could reach sexual affairs not only in the political world and on TVs, but also on theatre stages. Anthony Neilson whose works are associated in criticism with the phenomenon variously described as In-Yer-Face Theatre put The Censor on the stage in 1997. The Censor is not the playwright and director Anthony Neilson’s first experiential play; however, it was his most sensational and taboo-breaking one thanks to its infamous pornographic scene and a theme around sexual trauma, affection, loss, and death. It is a fact that there is a limitation of studies that focus on the relationship between Anthony Neilson’s dramaturgy and postmodernism. Therefore, this work aims to explore Neilson's Censor from a new perspective that will enable the postmodern elements and features of Neilson's work to be viewed from a moral point of view, which envisages analysing the postmodern situation through Zygmunt Bauman's views. To do this, firstly, this work limits its analysis to the discovery of the playwright’s in-yer-face drama via The Censor. Secondly, after presenting the Polish sociologist Zygmunt Bauman’s views over morality, it analyses morality behind the notion of fluid in The Censor through the focus on ordinary postmodern man and his/her moral and ethical condition by following the postmodernist zeitgeist around Zygmunt Bauman’s moral sociology.
Anthony Neilson Experiential Theatre Moral Sociology Postmodernism The Censor Zygmunt Bauman
Yeni Yazın, Yüze Vurumcu Tiyatro, yükselen erkeklik, grunge, çılgın sahne ve hip-hop doksanlarda müzik, edebiyat ve drama dünyasına hâkim oldu. Doksanlar yalnızca siyasi dünyada ve televizyonlarda değil, aynı zamanda tiyatro sahnelerinde de cinsel konulara ulaşılabileceğini gösterdi. Eserleri eleştirel anlamda Yüze Vurumcu Tiyatro olarak tanımlanan tiyatro ile ilişkilendirilen Anthony Neilson, Sansürcü isimli oyununu 1997’de sahneye koydu. Sansürcü, oyun yazarı ve yönetmen Anthony Neilson’un ilk deneyimsel oyunu değildir; ancak, kötü ünlü pornografik sahnesi ile cinsel travma, sevgi, kayıp ve ölüm konularına odaklı teması sayesinde en sansasyonel ve tabuları yıkan eseridir. Anthony Neilson’un dramaturgisi ve Postmodernizm arasındaki ilişkiye odaklanan çalışmaların sınırlı olduğu bir gerçektir. Bu nedenle, bu çalışma, Neilson'un Sansürcü’sünü, Zygmunt Bauman’ın görüşleri aracılığıyla postmodern durumu analiz etmeyi öngören, Neilson'un çalışmasındaki postmodern unsurları ve oyunun özelliklerini ahlaki bir bakış açıyla görülmesini sağlayacak olan yeni bir perspektiften keşfetmeyi amaçlamaktadır. Bunu yapmak için, ilk olarak analizini oyun yazarının Yüze Vurumcu Tiyatrosunu Sansürcü aracılığıyla keşfetmekle sınırlar. İkincisi, Polonyalı sosyolog Zygmunt Bauman'ın ahlak konusundaki görüşlerini sunduktan sonra, Zygmunt Bauman'ın ahlak sosyolojisindeki postmodern sıradan bireyi ve onun ahlaki ve etik durumunu izleyerek Sansürcü’deki akışkanlık kavramının arkasındaki akışkan ahlakı analiz eder.
Anthony Neilson Deneyimsel Tiyatro Ahlak Sosyolojisi Postmodernizm Sansürcü
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Eylül 2020 |
Gönderilme Tarihi | 30 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
Avrasyad''de yayınlanan makaleler, Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır. Bilimsel araştırmaları kamuya ücretsiz sunmanın bilginin küresel paylaşımını artıracağı ilkesini benimseyen dergi, tüm içeriğine anında açık erişim sağlamaktadır. Makalelerdeki fikir ve görüşlerin sorumluluğu sadece yazarlarına ait olup Avrasyad''nin görüşlerini yansıtmazlar. Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası