Öz
Amasya’da 15. ve 16. Yüzyıla ait tezkireler incelendiğinde önemli dört kadın şaire yer
verildiği görülmektedir: Zeynep, Nisayi, Ayşe ve Mihri Hatun. Mihri Hatun’un divanının dört
nüshasının bulunmasına rağmen bahsi geçen diğer kadın şairlerin eserlerine sadece tezkire ve
yazışmalar üzerinden ulaşabiliyoruz. Bu şairelerin tamamı erkek şairler tarafından erkek okurlar
için tasarlanmış divan edebiyatı sınırları içinde eser vermiştir. Buna benzer bir örneği on iki ve
on üçüncü yüzyılda Oksitan edebi muhitlerinde de görüyoruz. 1150-1250 yılları arasında bir
grup kadın, trobador erkeği merkeze alan kendi klasik edebiyatlarının sınırları içinde şiirler
üretmiştir.
Bu mukayeseli çalışma yukarıda belirtilen kadın yazarların eserlerinde kadınlık ve
seslerin çokluğu kavramına odaklanmaktadır. Oksitan bölgesinden (Fransa'nın güney
kesiminden) ve Amasya'dan (Anadolu'nun kuzey kesiminden) kadın yazarların kimliğini inşa
eden sosyal koşulları daha iyi anlamak ve ilerlemelerinde önemli olup olmadığını araştırmak için
inceleniyor. Ele alınan üç karşılaştırma hususu söz konusudur: birincisi, cinsiyet söylemi sorunu,
farklı konular hakkında çoklu sesler kullanarak yazmak ve bu iki durumun kadın yazarların edebi
tarzlarını ne ölçüde etkilediğidir. İkinci olarak, kadın yazarlar arasındaki mektup yazışmaları
veya şiir üzerinden ne gibi etkileşimler olduğu da bu araştırmanın konusudur. Bu çalışma,
dönemin kadın ve erkek şairleri arasındaki etkileşime de odaklanmaktadır. Her iki durumda da
kadın yazarlar, söz konusu teknikleri erkek hegemonyası sınırları içindeki edebi dünyada statü
kazanmak için bir müzakere aracı olarak kullanmışlardır.