Öz
Toplumsal gerçekçilik hareketi, sanatta oldukça etkili olmuş; edebiyattan sonra
resim alanında da etkisini günümüze kadar devam ettirmiştir. Bu yaklaşımla şekillenen
sanat yapıtları konusunu birey ve toplumdan alır. Toplumsal gerçekçi resim sanatı
içinde değerlendirilen sanatçılardan Neş’e Erdok, sanat hayatındaki sürekliliği ve
kendine has tarzı ile Türk resim tarihi içinde önemli bir yer edinmiştir. Aynı zamanda
Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi)’ nde atölye sahibi
olan ilk ressam, kadın profesör olarak dikkat çeken Erdok ’un resimlerinde üç ana
izlekten bahsedilebilir. Bunlar, göç, toplumsal olgular, kent yaşamında kadın kimliğidir.
Toplumsal gerçekçi figür ağırlıklı eğilimin tipik temsilcilerinden biri olan
ressamın, yapıtları üzerinden bireysel dışavurum ve kimlik sorunsalını irdelediği
görülür. Sanatçının içeriği ağır basan resimlerinde kadın figürü her zaman ön
plandadır. Bu özelliği, O’nu kadın bir sanatçı olarak görmemize imkân vermiştir.
Sanatçıyı kadın bir ressam olarak görmemiz bu yazının niyetini ortaya koyar. Bu
perspektiften yaklaşarak Erdok’u toplumsal gerçekçi figür hareketi içinde kadın
temasının altı çizilmek istenmiş; yazı kapsamında seçilen eserleri toplumsal cinsiyet
bağlamında incelenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın amacı, önemli bir toplumsal
gerçekçilik hareketi içinde önemli bir yere sahip olan bu sanatçıyı farklı bir gözle
yeniden değerlendirmeyi denemek ve bu yolla Türk resim tarihinde kadın temsili
üzerinde yeni bir perspektif öne sürmek ve bunun nedenlerini ortaya çıkarma
arzusudur.