Öz
İran, demografik anlamda oldukça heterojen bir nüfusa sahiptir. İçerisinde Farslar,
Güney Azerbaycan Türkleri, Kürtler, Beluciler, Lurlar, Sahra Türkmenleri ve Araplar gibi pek çok
etnik kimliği barındıran İran, adeta bir etnik kazanı andırmaktadır. Bu etnik kazan içerisinde Şii
kimliğinin üst kimliğe dönüştüğü ve İran’ın bütünlüğünü sağlamada birleştirici bir rol üstlendiği
ifade edilebilir. Bununla birlikte söz konusu kimlik grupları içerisinde bağımsızlıkçı/ayrılıkçı
taleplerin ya da özerklik yanlısı isteklerin bulunmadığı da iddia edilemez. Nitekim bu çalışmada
da Güney Azerbaycan Türklerinin çeşitli talepleri ve bu talepleri dillendirmek amacıyla organize
oldukları teşkilatlar incelenmektedir.
Öte yandan ele alınan teşkilatlardan da görüldüğü üzere, İran Türklerinin politik talepleri
bulunsa da söz konusu talepler homojen bir nitelik taşımamaktadır. Zira özerklik yanlısı federatif
talepler dile getirildiği gibi, bağımsızlıkçı söylemler de göze çarpmaktadır. Dolayısıyla İran
Türklerinin tamamının ayrılıkçı olduğu söylenemez. Lakin bu noktada meselenin emperyalizm
boyutuna da vurgu yapmak gerekir. Çünkü ABD’nin İran politikası olmasa, İran Türklerindeki
bağımsızlık taleplerinin artacağı öngörülebilir. Diğer taraftan İran Türkleri arasında rejimin
demokratikleşmesi halinde özerkliğin yeterli olacağı görüşü de vardır. Bu durumda İran
Türklerinin tarih boyunca İran kimliğinin kurucu unsurlarından olması belirleyici olmaktadır.
Nitekim İran’da Şiiliği kurumsallaştıran da Türklerdir. Çalışma, belirtilen özellikler doğrultusunda
İran Türklerinin mücadelesini yaşanılan tarihsel aşamalara bağlı olarak verdikleri mücadelenin
çeşitli boyutlarını ele almayı hedeflemektedir.