Öz
Sanat, birçok farklı yaşam deneyimini sözsüz yollarla ifade etmenin en güçlü yollarından biridir. Sanat zihinsel gelişime ve sosyal etkileşime katkıda bulunur. Sanat etkinliklerinin duyarlı kullanımı, unutulmuş veya bastırılmış yaşam deneyimlerinin hafızasını uyarır ve yaşamı gözden geçirme sürecinde yeni anlayışları teşvik eder. Sanat etkinlikleri, insanın hem kendi iç dünyasına hem de aynı zaman ve mekanı paylaşan diğer insanlara bağlanmasını sağlar. Sanat terapisi, grup üyeleriyle tartışma ve sanat yapma, bireylere hem görüntü hem de dil yoluyla kendi fikir ve duygularını ifade etme şansı sunar ve bu duygu ve endişelerini terapist de dahil olmak üzere başkalarıyla paylaşmak için destekleyici bir ortam sağlar. Bu doğrultuda yapılan çalışma sanatla uğraşan yetişkinler ile sanatla uğraşmayan yetişkinlerin benlik saygısı, yaşam kalitesi ve umutsuzluk düzeylerini incelemek amacıyla yapılmıştır. Örneklem, İstanbul Avcılar Halk Eğitimi Merkezi’ne 2017 – 2018 eğitim öğretim yılında kurslara devam eden gönüllü kursiyerlerden oluşturmaktadır. Çalışma için katılımcılara sosyodemografik bilgi formu, Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği, Whoqol-Bref Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Beck Umutsuzluk Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada sanatla uğraşan yetişkinlerde benlik saygısının, sanatla uğraşmayan yetişkinlere göre daha yüksek olduğu bulunmasına rağmen yaşam kalitesi ve umutsuzluk genel ölçek puanları açısından her iki gruptaki farklar anlamlı bulunmamıştır. Ölçeklerin alt boyut puanlarına göre yapılan analizlerde benlik saygısı ölçeği kendilik algısının sürekliliği, hayalperestlik, depresif duygulanım, tartışmalara katılma becerisi, baba ile ilişki ve psişik izolasyon alt boyut puanları ile yaşam kalitesi ölçeğinin ruhsal ve sosyal alan alt boyut
puanları sanatla uğraşanlar ile uğraşmayan gruplar arasında farklılaşmaktadır.