Öz
Temel olarak insan sağlığına karşı bir tehdit oluşturmuş olan COVID-19, aynı zamanda iki yıla yakın bir süredir hem küresel hem de ulusal anlamda inşa edilmiş olan toplumsal, ekonomik ve siyasi düzeni de olumsuz etkilemiştir. Türkiye’nin bir Çin firmasından COVID-19 aşısı satın aldığı resmi olarak açıklandığında, sosyal medyada, sokak röportajlarında ve araştırma şirketleri tarafından yapılan anketlerde, Türk halkının bu duruma tepkisinin olumsuz olduğu görülmüştür. Bu yazıda, söz konusu olumsuz tepkiyi anlamak amacıyla, bazı belirli sorunlara odaklanılarak Türk-Çin ilişkileri gözden geçirilmiştir. Bu sorunlardan birinin, Türk halkının Çin aşısına olumsuz tavır göstermesinin nedeni olup olmadığı sorgulanmıştır. Sincan meselesi Türkiye ile Çin arasındaki gerilimi arttıran önemli sorunlardan biridir. Bunun yanında, yakın dönemde bazı önemli projelerin iptali ve çatışan bazı bölgesel politikalar, iki ülke arasındaki ilişkileri etkilemiştir; ancak askeri ve ekonomik işbirliğinin gelişmesini engellememiştir. Bu yazı, Türk-Çin ilişkilerine ilişkin bu meselelerin yanında Türk halkının Sinovac aşısına olumsuz tepki göstermesinin nedeni olarak 1990’ların ortasından itibaren Türkiye’nin Çin karşısındaki artan ticaret açığına ve 2000’lerde ucuz ve kalitesiz Çin mallarının Türk piyasalarıni istila etmesine odaklanmaktadır. Bu dönemde Türk tüketicisinin, ucuz Çin mallarına yönelik talebinin önce arttığı, bir süre sonra bu malların kalitesiz ve sağlığa zararlı oldukları gerekçeleriyle azaldığı görülmüştür. Sonuç olarak, Türk halkının Çin mallarına ilişkin bu tecrübesinin Çin COVID-19 aşısına karşı olumsuz tepki gösterilmesinin en önemli nedeni olduğu tartışılmaktadır.