Öz
Eski çağlardan günümüze kadar çok sayıda Türk halkı, çağdaş Rusya topraklarında
yaşadı ve yaşamaya da devam etmektedir. Türk dilleri, Rusya'daki en kalabalık dil grubunu
temsil etmektedir. Rusya’da Türk dilleri üzerine yapılan ilk bilimsel çalışmalar, XVIII. yüzyılda
ortaya çıkmaya başlasa da Türkler ve Ruslar arasındaki ilişkinin tarihi, çok eskilere
dayanmaktadır. Başlangıçta Türk-Slav daha sonra da Türk-Rus kültürel bağları, IX. yüzyıla
kadar dayandırılmaktadır. Sovyet Türkolog N. Baskakov, Türk-Rus ilişkilerini beş tarihî döneme
ayırmaktadır. İlk dönem, Kiev Rus zamanını kapsamaktadır. Slavlar ile Kıpçaklar, Avarlar,
Hazarlar ve diğer Türk halkları arasındaki sosyal, siyasî ve kültürel ilişkilerin gelişimi bu
dönemde meydana gelmiştir. İkinci dönem, Altın Orda dönemidir. Bu dönemde çok sayıda
Türkçe kelimenin Rus diline girmesi ile ticari ilişkiler başladı. Bu dönemde giren Türkçe
kelimelerin çoğu, iki halk arasındaki yakın ilişkilere işaret eden gündelik yaşamla ilişkilendirilir.
Üçüncü dönem ise Osmanlı İmparatorluğu'nun varlığı boyunca Rus beylikleri ve ardından Rus
İmparatorluğu ile olan ilişkilerin diplomatik bir karakter kazandığı dönemdir. Dördüncü dönemde
XX. yüzyılda Türk-Rus dil ilişkileri, bu konudaki araştırmaların artmasıyla dört temel alanda
incelenmeye başlanmıştır: 1) Eski Rus dilinde Türkçe kökenli kelimeler; 2) Çağdaş Rus edebi
dilinde Türkçe kökenli kelimeler; 3) Rus lehçelerinde Türkçe kökenli kelimeler; 4) Diğer Slav
dillerinde Türkçe kökenli kelimeler. Beşinci dönemde Rusya'da bugün Çağdaş Türkoloji hâlâ bu
doğrultuda araştırmalarını sürdürmektedir. Ülkede akademik Türkçe eğitimi veren kurs, merkez
ve araştırma enstitülerinin sayısı giderek artmaktadır. Türk dillerinin ve lehçelerinin fonetik
sistemlerinin karşılaştırılması, sözlüklerin derlenmesi, Türk dillerinin tarihi gramerinin
karşılaştırılması, Türk dillerinin morfolojisi vb. konular çağdaş Türk araştırmacılarının ana
çalışma alanlarını oluşturmaktadır.
Bu makalede ilk olarak Türk-Rus ilişkilerinin tarih boyunca oluşumu ve gelişimi
incelenmiş, sonrasında Rusya'daki Türkoloji çalışmalarının bu oluşumu nasıl etkilediği tespit
edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca iki ülkedeki kültürel ve bilimsel ilişkilerin hangi dönemlerde
birbirlerini nasıl etkilediklerine de yer verilmiştir. Son olarak da Rusya'da ilk Türkoloji
kurumlarının ortaya çıkışı; Sankt-Petersburg, Moskova ve Kazan üniversitelerindeki Türk dili
kürsülerinin kuruluş tarihleri ve ilk temel alanlarının sınıflandırılışı; Türkolojinin gelişimine katkıda
bulunan Rus Türkologlarının isimleri ve bugünkü Rusya'da Türkolojinin gelişimi hakkında bilgi
verilmektedir.