Öz
19. yüzyıl, tarihin müstakil bir disiplin olarak ve bilimsel temellere dayanarak geliştiği bir
çağdır. Rusya’da da bu dönem yeni politik fikirlerin ortaya çıktığı, 1812 Vatan Savaşı zaferinin
ardından milliyetçi fikirlerin, toplumsal düşüncelerin arttığı ve Dekabrist hareketin (1825)
yayıldığı bir dönemdir. Özellikle yüzyılın ilk yarısına tarih felsefesi aktif olarak egemen
olmuştur. Dekabristler, toplumda ilerleyici fikirleriyle, serfliğin kaldırılması, özgürlükçü bir
sistemin getirilmesi için mücadele etmiş ve çeşitli propagandalar yapmıştır. Bu yoğun felsefîtarihsel düşünüşün doğrudan yansıdığı bir alan da geniş kitlelere yönelik olan edebiyat
olmuştur. Bu çalışmada, özellikle Vatan Savaşı ve Dekabristlerin başarısızlığı ile Rus
toplumunun önüne çıkan tarih sorunsalı, Rus edebiyatında tarihselliğin önde gelen ve başat
temsilcilerinden olan Aleksandr Sergeyeviç Puşkin özelinde ele alınmıştır. Ayrıca, Puşkin’i tarihe
yönlendiren etkenler irdelenmiş ve yazarın sanatında, tarih ile edebiyatın senkretik ilişkisi,
eserleri üzerinden değerlendirilmiştir. 19. yüzyıl edebiyatının evrensel gelişimini, tarihten ayrı
düşünmek nasıl imkansızsa, Puşkin sanatını da tarih olmadan ele almak mümkün değildir.
Özellikle alanın başat yazarı Walter Scott’un da etkisiyle tarihsel temaya yönelen Puşkin,
Yemelyan Pugaçev önderliğindeki Rus köylü isyanına özel bir ilgi göstermiştir. İsyan konusunu
hem bir tarihçi hem de bir sanatçı titizliğiyle incelemiş olması, yazarın tarihe gösterdiği ilginin
güçlü bir göstergesi olmuştur. Puşkin, gerek kurmaca eserlerinde, gerekse doğrudan tarihsel
çalışmalarıyla ‘tarih’ten etkin olarak faydalanmış ve birçok yazara da bu alanda ilham vermiştir.