Tarih boyunca önemli güzergâhlar üzerinde bulunan Bayburt, tarihin her döneminde vazgeçilmez bir ticari geçiş noktası olmuştur. Osmanlı döneminde doğuya yapılacak seferlerde mühimmatın depolanıp dağıtıldığı bölge konumundadır. Bu durum şehrin kurulduğu ilk günden bugüne farklı medeniyetlere ait çeşitli mimari yapıların inşa edilmesine olanak sağlamıştır. Bayburt Kalesi, şehre gelenlerin çok uzak mesafelerden bile görebildiği, jeopolitik ve stratejik özellikleri ön planda olan üç tarafını Çoruh nehrinin sardığı, baçini tarzı çini süslemeleri ve 20 civarı kitabesi ile seyyahların ve tüccarların dikkatini çekmeyi başarmıştır. Oldukça süslü güneş ışınıyla parlayan ve ona bakanları büyüleyen kalenin baçini çinileri bir güç ve zenginlik sembolü olarak kabul edilmelidir. Mimaride kullanılan çeşitli süsleme unsurları arasında, Selçuklu döneminde eserlerin beden duvarlarında ve minarelerinde, Osmanlı dönemi mimari eserlerinin içinde karşımıza çıkarak eserlere renk katan çini süsleme, Türk sanatında oldukça sık kullanılan gelişmiş bir süsleme tekniğidir. 13. yüzyılın ilk yarısında Anadolu’da inşa edilen cami, türbe gibi dini yapılarda ve saray gibi sivil yapılarda oldukça sık gördüğümüz çini süslemelerin en dikkat çekici örnekleri, Kubadabad Saray’ında ortaya çıkarılmıştır. Anıtsal mimari yapılarda daha çok karşımıza çıkan beden duvarlarının içini veya dışını hareketlendiren, cepheye renk katan süsleme unsurunun farklı uygulama teknikleri vardır. Bu çalışmada üzerinde çok durulmamış bazen “kakma” olarak da adlandırılmış Bayburt Kalesi beden duvarlarını süsleyen “baçini” tarzı çiniler hakkında bilgi verilerek Türk sanatındaki yeri ve önemi belirlenecektir. Çalışma verileri doküman analizi yöntemi ile toplanmış, verilerin analizleri ise içerik çözümleme tekniğine uygun olarak yürütülmüştür.
Bayburt, which has been on important routes throughout history, has been an indispensable commercial transit point in every period of history. It is the region where ammunition was stored and distributed during the expeditions to the east during the Ottoman period. This situation has allowed the construction of various architectural structures belonging to different civilizations since the first day of the city's establishment. Bayburt Castle has managed to attract the attention of travelers and traders with its Baçini style tile decorations and about 20 inscriptions, which are surrounded by the Çoruh River on three sides, which can be seen even from a long distance by those who come to the city. The castle tiles of the castle, which shine with the very ornate sunbeam and enchant those who look at it, should be considered a symbol of power and wealth. Among the various decorative elements used in architecture, tile decoration, which adds color to the works by appearing on the body walls and minarets of the works in the Seljuk period, and in the architectural works of the Ottoman period, is an advanced decoration technique that is used quite frequently in Turkish art. The most striking examples of tile decorations, which we see quite often in religious buildings such as mosques and tombs built in Anatolia in the first half of the 13th century, and in civil buildings such as palaces, were unearthed in the Kubadabad Palace. There are different application techniques of the ornamental element that activates the inside or outside of the body walls and adds color to the facade, which is more common in monumental architectural structures. In this study, the place and importance in Turkish art will be determined by giving information about the "baçini" style tiles adorning the main walls of Bayburt Castle, which has not been emphasized much and is sometimes also called "inlay". The study data were collected with the document analysis method, and the analyzes of the data were carried out by the content analysis technique.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 1 Sayı: 1 |