Balkan devletlerinin bağımsızlığı, Türk tarih yazımında Osmanlı İmparatorluğu'nun bölünmesi olarak kabul edilir. Ancak, Karadağ örneğinde görüldüğü gibi, Balkan devletleri Osmanlı Devleti’nden ayrı bir yönetim kurdular ve halklarını Karadağlılar olarak tanımladılar. Öte yandan, Osmanlılar, herhangi bir anlaşmazlık konusu olmayan Karadağlıları Osmanlı vatandaşı olarak kabul ettiler; mülkiyet haklarını kısıtlamadılar veya çalışmalarını engellemediler. Bu durum, 1878'de Berlin Antlaşması imzalanana kadar devam etti. Berlin Antlaşması'ndan sonra resmi olarak Karadağ'ın bağımsızlığı, Karadağlıların ve Karadağ'da yaşayan Osmanlıların hayatlarını değiştirdi. Sınırın diğer tarafındaki topraklara sahip olan insanlar hangi devletin tabiiyetini tercih ederdi? Tabiiyet konusunda nasıl karar vereceklerdi? Tabiiyet tercihleri mülkiyet haklarının reddine mi yol açacaktı yoksa tabiiyet seçmek bir zorunluluk muydu? Halkın cevap aradığı bu sorular karşısında, her iki devletin yöneticileri de egemenliklerini korumayı öncelikli hale getirdiler ve vatandaşlarına haksızlık yapmak istemediler. Bu nedenle bazen sınır ihlallerini görmezden geldiler. Osmanlılar, olağanüstü durumlar olmadıkça Karadağlılara mülkiyet, vergilendirme ve çalışma hayatı gibi konularda müdahale etmekten kaçındıkları gibi, Karadağlılar da kendi topraklarında yaşayan Osmanlı vatandaşlarına müdahale etmediler.
Bu makale, 1878'de Berlin Antlaşması ile Karadağ'ın bağımsızlığından I. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar olan dönemde iki devlet arasındaki tabiiyet konularına odaklanmaktadır. Makale, insanların genellikle dinî bağlılıklar çerçevesinde tabiiyet tercih ettiği bir dönemde, mülkiyet, vergilendirme ve ekonomik koşulların da vatandaşlık seçiminde etkili olduğunu göstermektedir.
The independence of Balkan states is considered to be the partition of the Ottoman Empire in Turkish historiography. However, as can be seen in the example of Montenegro, Balkan states established an administration separate from the Ottoman Empire and defined their people as Montenegrins. On the other hand, Ottomans considered the Montenegrins, who were not the subject of any dispute, as Ottoman citizens; they did not restrain their property rights or prevent them from working. This situation continued until the Treaty of Berlin which was signed in 1878. The official independence of Montenegro after the Treaty of Berlin changed the lives of Montenegrins and the Ottomans living in Montenegro. The nationality of which state would the people whose lands were on the other side of the border prefer? How would they decide about their nationality? Would their choice of nationality lead to denial of their property rights? Or was it an obligation to choose nationality? In the face of these questions to which the public sought answers, both states' rulers prioritized protecting their sovereignty and did not want to behave unjustly towards their citizens. For this reason, they sometimes ignored border violations. Just as the Ottomans refrained from interfering with the Montenegrins in areas such as property, taxation, and work-life unless there were extraordinary situations, Montenegrins also did not interfere with the Ottoman subjects living in their lands.
This article focuses on the issues of nationality between the two states in the period from the independence of Montenegro with the Treaty of Berlin in 1878 until the end of World War I. The article shows that in a period when people mostly preferred nationality within the framework of religious affiliations, property, taxation, and economic conditions were also effective in choosing nationality.
Ottoman Empire Montenegro Nationality Citizenship Abdülhamid II
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Bölgesel Çalışmalar, Tarihsel Çalışmalar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 30 Eylül 2024 |
Kabul Tarihi | 11 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
Balkan Araştırma Enstitüsü Dergisi (BAED), DergiPark üzerinden makale kabul ve hakemlik süreçlerini yürütmemektedir.
Makale göndermek isteyen yazarların baedergisi@gmail.com adresine yazılarını göndermeleri gerekmektedir.
For submission of articles to the JBRI: baedergisi@gmail.com
Creative Commons Attribution 4.0 International License