Bu çalışmanın amacı, genç çay bitkilerini, üç boyutlu olarak mümkün olduğunca geniş bir çerçeve oluşturacak şekilde, biçimlendirici budama yapmadan, çivileme yöntemiyle meyve vermeye hazırlamaktır. Verim, vejetatif büyüme ve çiçek tomurcuğu oluşumu açısından incelemeler, 1966-1970 yılları arasında TRI Merkez Bahçesi'ndeki Hayrat-1 Klonu üzerinde yapılmıştır. 1966 ve 1967 yıllarında, TRI Fener Bahçesi'ndeki çivilenmiş genç fideler, vejetatif büyüme ve çiçek tomurcuğu oluşumu açısından incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar aşağıdaki gibidir:
1. Büyüme hızı, tomurcukların kırılması, uykuda kalma dönemlerinin süresi ve sıklığı ve boğum aralarının uzaması açısından, çivileme, Hayrat-1 Klonu'nun kolaylığı açısından Kontrol'e göre önemli bir fark yaratmamıştır.
Fide materyali durumunda beklenenin aksine, çivilemenin "fışkırtma" aktivitelerini azaltmadığı, aksine hızlandırdığı ve onları daha belirgin ve düzenli hale getirdiği bulunmuştur; Ayrıca, çivilenmiş bitkilerin vejetasyon süresi ortalama 40 gün daha uzun sürmüştür.
2. Yine beklentilerin aksine, çivileme her iki durumda da çiçek ve tomurcuk oluşumu üzerinde herhangi bir artış etkisi göstermemiştir.
3. Çivileme, genç çay bitkilerinin aralarındaki mesafeleri verimli bir şekilde kat edebilmeleri için yaklaşık 1 metre genişliğinde bir yüzey tablasına sahip olmalarını sağlamıştır; bu durumun ayrıca yabani ot büyümesi ve dolayısıyla çapalama işlemi azaldığı için ayıklama maliyetlerinden tasarruf sağladığı da görülmüştür. Bu, çivilemenin verim üzerindeki artış etkilerinin yanı sıra bir diğer avantajıdır.
4. İşlem görmüş parseller önemli ölçüde daha yüksek verim vermiştir. 30.40 işlemi (dalları 30 cm yükseklikte bükmek ve yan tomurcuklardan çıkan dikey sürgünlerin 40 cm yüksekliğinde bir toplama tablası oluşturacak şekilde büyümesine izin vermek) diğerlerinden, özellikle de Kontrol parselinden (budama ile çerçeve oluşturma) gerçek anlamda farklılaşarak en yüksek verimi vermiştir.
Kendisinde. Dikimden sonraki dördüncü yılda, 30.40 nolu uygulamanın verimi %157 oranında, Kontrol parselindeki 67.4 kg/da ile karşılaştırıldığında 173.2 kg/da ile artırdığı görülmüştür.
Verim farklarının beşinci yılda 268.9 kg/da'dan 470.2 kg/da'ya, altıncı yılda 344.7 kg/da'dan 510.2 kg/da'ya ve yedinci yılda 681.8 kg/da'dan 844.0 kg/da'ya yükseldiği görülmüştür.
Dört yılın toplamına bakıldığında, en düşük değer (Kontrol) ile tavan değer (Uygulama 30.40) arasındaki fark 158.70 kg/da'ya ulaşmıştır.
5. Bölgenin olağan kar yağışları, 30.40 ve 20.30 nolu uygulamalara (toplama tablasının çivili çerçevenin en üst seviyesine ulaştığı uygulamalar) en az zararı vermiştir.
The aim of this work was to bring young tea plants into bearing by pegging to form as extensive a frame as possible in three dimensions without giving formative prune. Investigations with regard to yield, vegetative growth and flower bud formation were made in the period 1966-1970 on the Clone Hayrat-1 at the TRI Merkez Garden. In 1966 and 1967, pegged young seedlings at the TRI Fener-Garden were investigated for their vegetative growth and flower-bud formation. Results obtained therefrom are as follows:
1. With regard to growth rate, breaking of buds, duration and frequency of dormant periods and elongation of internodes, pegging didn’t cause any significant difference from Control in the ease of Clone Hayrat-1.
As opposed to what expected in the case of seedling material, pegging was found, not to decrease but, to accelerate the "flushing" activities, rendering them also more distinct and regular; moreover, vegetation period of the pegged plants lasted an average of 40 days more.
2. Again oppositely to expectations, pegging didn’t show any increasing effect on flower and bud formation in either case.
3. Pegging permitted young tea plants to have about 1-meter-wide surface table so that they could cover the distances between themselves efficiently; this fact also was found to provide saving from weeding costs, for weed growth and hence hoeing operation were reduced. This is another advantage of pegging beside its increasing effects on yield.
4. Treated plots gave significantly higher yields. Treatment 30.40 (bending the branches at the height of 30 cm and permitting the vertical shoots from axillary buds thereof to grow up to give a 40 cm high plucking table) gave highest yield which differed from others, particularly from the Control plot (frame-formation by pruning), with real significance.
In its. fourth year after planting, treatment 30.40 was seen to increase yield by 157%, with 173.2 kgs/dec. as compared with 67.4 kgs/dec. of the Control plot.
Differences in yield were found to rise from 268.9 to 470.2 kgs/dec. fifth year, from 344.7 to 510.2 kgs/dec. sixth year and, from 681.8 to 844.0 kgs/dec. seventh year.
As for the total of four years, difference reached 158.70 kgs/dec. between the lowest value (Control) and the ceiling (Treatment 30.40).
5. The usual snowfalls of the region caused least damage to the treatments 30.40 and 20.30 (those at which the plucking table was to the top-level of the pegged frame).
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ziraat Mühendisliği (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 1973 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 1973 |
Kabul Tarihi | 31 Ocak 1973 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1973 Cilt: 6 Sayı: 3-4 |
BAHÇE Dergisi
bahcejournal@gmail.com
https://bahcejournal.org
Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, 77100 Yalova
X (Twitter), Linkedin, Facebook, Instagram