Makalenin temel amacı hicri altıncı asırda yaşamış, Hanefî mezhebinin önde gelen furû-u fıkıh âlimlerinden Kâsânî’nin (ö.587/1191) Bedâiu’s-Sanâi’ isimli eserinde, haber-i vâhidleri delil kabul etmede uyguladığı yöntemleri tespit etmektir. Genelde İslam fıkıh literatüründe, özelde ise Hanefî mezhebinde önemli yere sahip olan Bedâi’, hadis içeriği açısından oldukça zengindir. Bu zengin hadis içeriğinde haber-i vâhidler de yerini almıştır. Bu bağlamda makalede, Kâsânî’nin bu tür haberleri delil alırken uyguladığı arz yöntemi üzerinde durulmuş, müellifin konuyla ilgili uygulamaları tespit edilmeye çalışılmıştır. İlk olarak haber-i vâhidlerin Kur’ân’a arzı incelenmiş, bu kısım Kur’ân’a arzla vacip ya da sünnet olarak kabul ettiği ve Kur’ân’a muhalif olarak geldiği için reddettiği haberi vâhidler başlığı altında açıklanmaya çalışılmıştır. Daha sonra Kâsânî’nin haber-i vâhidleri mütevâtir-meşhur sünnete, icmâya ve umumu belvâya arzı konusunda yaptığı açıklamalara değinilmiştir. Son olarak müellifin haber-i vâhidlerin kıyasa muhalif gelmesi durumunda rivayeti tercih durumu incelenmiştir. Aynı zamanda çalışmamızda Kâsânî’nin haber- vâhidleri delil almada Hanefî mezhebine tabi olduğu ya da varsa ondan ayrıldığı durumlar tespit edilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak Kâsânî’nin haber-i vâhidleri delil almada Hanefî mezhebinin genel görüşüne riayet ettiği, bu konuda mezhebi çizgisinden ayrılmadığı görülmüştür.
The main purpose of the article is to determine the methods applied by Kâsânî (d.587/1191), one of the leading scholars of the Hanafi school of fiqh, who lived in the sixth century AH, in accepting khabar al-wâhid as evidence in his book Bedâiu's-Sanâi. Bedai', which has an important place in Islamic fiqh literature in general and Hanafi sect in particular, is very rich in hadith content. khabar al-wâhid also took their place in the content of this rich hadith. In this context, the article focuses on the method of submission that Kâsânî used while taking such news as evidence, and the practices of the author on the subject were tried to be identified. First of all, the presentation of haber-i-wahids to the Qur'an was examined. In this part, the news that he accepted as wajib or sunnah on the Qur'an and rejected it because it was contrary to the Qur'an was tried to be explained under the title of wahids. Then, the explanations of Kâsânî about the mutawatir-famous sunnah, consensus and the presentation of the news to the public are mentioned. Finally, it has been examined whether the author prefers the narration when the news of the revelations contradicts the qiyas. At the same time, in our study, it has been tried to determine the cases in which Kâsânî followed the Hanafi sect in obtaining evidence from the khabar al-wâhid or, if any, separated from it. As a result, it has been seen that Kâsânî complied with the general view of the Hanafi sect in taking the khabar al-wâhid as evidence, and did not depart from the sectarian line in this regard.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 3 Şubat 2023 |
Kabul Tarihi | 5 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 17 |