Çoklu dişeti çekilmeleri, ilişkili kozmetik veya patolojik sorunların yanı sıra tedavi sonuçlarının öngörülebilirliği açısından da klinisyenler için zorlu durumlardır. Bu anlamda pek çok cerrahi teknik ve materyal önerilmiş olsa da, hangi yaklaşımın ne oranda öngörülebilir başarı sağladığı tam olarak açıklığa kavuşturulmamıştır. Önerilen teknikler arasında tek başına veya koronale pozisyone flep ile kombine subepitelyal bağ doku grefti tam kök yüzey örtülemesi açısından daha başarılı bulunsa da, donör dokunun sınırlı olması, ikinci cerrahi saha gerekliliği ve ilgili postoperatif rahatsızlıktan ötürü daha az invaziv ve kolay tekniklere yönelik araştırmalar devam etmiştir. Bu çalışmalarda yer alan trombosit konsantratlarının kullanımı, yakın dönem klinik ve histolojik veriler ile desteklenmiş, yumuşak doku iyileşmesini geliştirmeye yönelik bir yaklaşımdır. Lökosit ve trombositten zengin fibrin (L-PRF), hazırlama basitliği, uygulama kolaylığı ve tamamen otojenik yapısı ile oral ve periodontal cerrahide kullanılan trombosit konsantratları içinde öne çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, çoklu dişeti çekilmelerinin tedavisi ile ilgili literatürü gözden geçirmek ve Miller sınıf 1&2 bilateral çoklu dişeti çekilmelerinin tedavisinde koronale pozisyone flep ile kombine uygulanan subepitelyal bağ doku grefti ve L-PRF yaklaşımlarının erken dönem klinik başarı açısından karşılaştırıldığı bir olgu serisini sunmaktı.
Multiple adjacent gingival recessions (MAGR) are challenging for clinicians in respect to cosmetic and pathologic problems and predictability of treatment results as well. Although several surgical techniques and materials have been proposed, the question of ‘which approach promises predictable clinical success’ has not been clarified. Among proposed techniques, subepithelial connective tissue graft (SECTG) alone or in combination with coronally advanced flap (CAF) has demonstrated better results for complete root coverage but due to donor tissue limitation, requirement of a second surgical site and related postoperative discomfort, research for less invasive and easy techniques has proceeded. As a topic of these studies, use of platelet concentrations targets enhanced wound healing in soft tissues as supported by recent clinical and histological data. Leukocyte- and platelet-rich fibrin (L-PRF) steps ahead among platelet concentrations used in oral and periodontal surgeries due to the features of easy preparation, simple application and utterly autogenic structure. The aim of this paper was to revise the literature regarding the treatment of MAGR and to present a case series consisting an early-term clinical comparison of SECTG versus L-PRF, both combined with CAF, performed for the treatment of bilateral Miller Class 1&2 MAGR.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Olgu sunumları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2013 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ağustos 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 2 Sayı: 1 |