Balkan sözcüğü “sık ormanlık, dağlık
alan” anlamlarında kullanılmaktadır.
Daha önce Balkanlar için “Haimos” kelimesi kullanılırken 15. yüzyıldan
itibaren metinlerde “Balkan” kelimesinin
de kullanıldığı görülmektedir. Özellikle 19. yüzyıldan itibaren seyyahlar,
diplomatlar, politikacılar tarafından kullanılmaya başlanan “Balkan” kelimesi
başlangıçta coğrafik olarak bu bölgedeki dağları karşılarken zamanla tüm
yarımada için kullanılmaya başlanır. Daha sonrasında ise jeopolitik bir kavram
olmaktan çıkarak olumsuz anlamlar yüklenilmiştir.
Alman dilinde “Balkanisierung” olarak
kullanılan “Balkanlar, Balkanlaşma” terimleri parçalanmışlığı, bölünmüşlüğü
ifade eder. “Geri kalmışlık, ilkellik, trajedi, dehşet” kelimeleriyle de anılan
Balkan coğrafyasının imajının düzeltilmesi ve Avrupa’nın bir parçası olduğunun
vurgulanması için “Güneydoğu Avrupa” terimi son dönemlerde tercih edilmiştir.
Farklı ırkları, dinleri coğrafyasında barındıran bu topraklarda savaş da
karmaşa da eksik olmamıştır. Bu
karmaşada, en fazla kadınların ve çocukların olumsuz etkilendiği bir gerçektir. Her şeyi yok eden, ortadan kaldıran
savaşlar, kuşkusuz en önemlisi insan
hayatını yok etmektedir. Savaşların karar mekanizmasında yer almadıkları halde,
savaşın en büyük mağdurları kadınlar olmaktadırlar. Kuşkusuz; ilhamını hayattan alan şiirlerde de hayatları
yok olan kadınları ve savaşın geride bıraktıklarını görebilmekteyiz.
Çalışmamızda; 1992 yılındaki Bosna savaşının
yıkıntılarını, Bosnalı kadın şairlerin yazmış oldukları şiirleri irdeleyerek
tespit etmeye, savaşın geride
bıraktıklarını, kadınların değişen hayatlarını, ruhsal durumlarını ve çaresizliklerini onların gözünden irdelemeye çalışacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 1 Sayı: 2 |
Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları (BALTED), Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.