Fıkıh usûlünde, müçtehidin belirli bir hukuki meselede genel kurala bağlı kalmadan daha uygun bir çözüm bulma amacıyla icmâ, zaruret, örf, maslahat, gizli kıyas gibi özel ve daha kuvvetli görünen bir delile dayanarak, o meseleye ilişkin genel kuraldan ve ilk akla gelen çözümden vazgeçmesi, istihsân olarak tanımlanmaktadır. İstihsân, bazen genel kuralın gerektirdiği hükümden bir meselenin istisna edilmesiyle gerçekleşirken, bazen de etki bakımından daha kuvvetli olduğu düşünüldüğünde, açık kıyasın hükmünden vazgeçip kapalı kıyasın gerektirdiği hükümle amel etmek şeklinde meydana gelmektedir. Bu delil, Hanefî, Mâlikî ve Hanbelî usûlcüler tarafından kabul edilirken, İmam Şâfiî dâhil olmak üzere Şâfiî usûlcüler tarafından reddedilmiştir. Hanefîlerin istihsânla ilgili görüşlerinin araştırılmasıyla birlikte diğer mezheplerin istihsân anlayışlarının yeterince araştırılmadığı görülmektedir. Mu'tezile’ye ait kaynakların bir kısmında var olan veriler ise onların istihsân hakkındaki görüşlerine vakıf olmamızı zorlaştırmaktadır. Bu çalışmada mütekellim usûlünü benimseyen Mâlikî, Şâfiî, Hanbelî ve Mu‘tezile’nin istihsânın mahiyetiyle ilgili ortaya koydukları görüşler incelenmiş ve bazı değerlendirmeler yapılmıştır. Hanefîler’in istihsân anlayışı gerekli görüldükçe diğer mezheplerin görüşleriyle karşılaştırmalı bir şekilde ele alınmıştır. Araştırmada istihsânın hüccet değeri ve çeşitlerine değinilmemiştir. Bu çalışmanın amacı mütekellim usûlcülerin istishân anlayışlarını ana hatlarıyla ortaya koymaktır. Bu çalışmanın kaynakları genellikle hicri dördüncü ve beşinci asır usûl bilginlerinin eserlerinden oluşmaktadır. Bununla birlikte konuyla ilgili muasır âlimlerin görüşlerine de yer verilmiştir.
İlginiz için teşekkür ederim. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Istihsān is one of the secondary evidences that eliminates the ruling required by qiyas or exempts the ruling of a matter from the general ruling based on a special and stronger evidence such as nāṣṣ, ijmā or necessity. This evidence was accepted by the Hanafi, Mālikī and Hanbalī jurists, while the Shafi'i jurists, including Imam Shafi'i, rejected it. Although the views of the Hanafīs on istihsān have been researched, the understanding of istihsān of other sects has not yet been sufficiently researched. Since the data available in some of the sources of the Mu'tazilites have not been sufficiently researched, their views on istihsān are not known. In this study, the views of the Mālikīs, Shafi'i, Hanbalīs and Mu'tazilites, who adopted the method of mutakallimūn, on the nature of istihsān are examined and some evaluations are made. The Hanafīs' understanding of istihsān is discussed in a comparative manner with the views of other sects when necessary. The value of istihsān as an evidence and its types are not mentioned in this study. The aim of this study is to present the main outlines of the mutakallim jurists' understanding of istihsān. The sources of this study generally consist of the works of the fourth and fifth centuries of Islamic jurisprudence. In addition, the views of contemporary scholars on the subject are also included.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 21 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 7 Sayı: 2 |