İş yaşamında gün içerisinde ortaya çıkan olumlu veya olumsuz tecrübe edilen tüm durumlar yaşam kalitesini etkilemektedir. İş yaşamının, iş dışında kalan zamanda tam bir doyum sağlaması için, zihni yormaması gerekir. Zihinsel iş yükü, bir kişinin belirli bir süre boyunca bir görevi tamamlaması için gerekli olan zihinsel iş miktarı olarak tanımlanır. Bu çalışmada, bir firmanın AR-GE Merkezi çalışanlarının gerçekleştirdikleri işler sonucu hissettikleri zihinsel iş yükleri belirlenmiş, çalışanları olumsuz etkileyen ve performans düşüklüklerine neden olan bu durumun iyileştirilmesi amaçlanmıştır. İş yükü ölçümü için, subjektif ölçüm yöntemlerinden NASA-TLX yöntemi kullanılmıştır. Yöntemin ağırlıklarının belirlenmesinde, altı boyutun birlikte değerlendirilmesi ve seviyelerine göre sıralanması için konjoint analizinden yararlanılmıştır. Yapılan iş süresince, çalışanların ne ölçüde zihinsel gereksinime, fiziksel gereksinime, zamansal gereksinime, çaba, performans ve başarısızlık hissine sahip olduklarını Taguchi ortagonal dizisine göre belirlenen kartlara göre sıralamaları, tüm bu boyutların birlikte göz önünde bulundurulmaları açısından önemlidir. Konjoint analizi ile elde edilen ağırlık puanlarının, çok az değiştiği (yaklaşık ±4 puan), çoğu puanın da iş yükü ölçüm yönteminde bulunan sonuçlara yakın sonuçlar verdiği görülmüştür. Hissedilen zihinsel iş yükünün azaltılabilmesi için, çalışanların görev tanımlarının birbirinden ayrılmasının, yetkilendirme yapılarak sorumlulukların belirlenmesinin, eğitim ve sosyal aktivitelerin arttırılmasının, süreli işlerin plan içerisinde gerçekleştirilmesinin sağlanması öneri olarak sunulmuştur.
All positive or negative situations that arise during the day in business life affect the quality of life. Work-life should not tire the mind to provide satisfaction during non-work time. Mental workload is the amount of mental work required to complete a task over time. In this study, the mental workload felt by the employees of a company's R&D Center as a result of the work they perform was determined and it was aimed to improve this situation, which negatively affects the employees and causes low performance. NASA-TLX, one of the subjective measurement methods, was used to measure workload. In determining the weights of the method, conjoint analysis was used to evaluate the six dimensions together and rank them according to their levels. Employees need to rank mental needs, physical needs, time needs, effort, performance, and sense of failure during work according to the cards determined by the Taguchi orthogonal array to include all these dimensions together. It was observed that the weight scores obtained by conjoint analysis changed very little (approximately ±4 points), and most of the scores produced results close to the results found in the workload measurement method. To reduce the perceived mental workload, it is suggested that employees' job descriptions should be separated from each other, authorization, training and social activities should define responsibilities should be increased, time-limited work should be carried out within the plan, etc.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ergonomi ve İnsan Faktörleri Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 16 Ocak 2025 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 1 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 16 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 27 Sayı: 1 |